Kendi emrinden ruh (vahiy) ile melekleri, kullarindan diledigi peygamberlere
indirip su gerçegi insanlara bildirin, buyuruyor: Benden baska hiçbir ilh
yoktur. Ancak benden korkun.
Allah, sizin için, o su ile ekin, zeytin, hurmaliklar, üzümler ve her çesit
meyveleri bitirir. Süphesiz ki bunda düsünecek bir topluluk için büyük bir ibret
vardir.(1)
Geceyi, gündüzü, günesi ve ayi sizin hizmetinize O verdi. Bütün yildizlar da
O'nun emrine boyun egmislerdir. Süphesiz ki bunda aklini kullanan bir toplum
için ibretler vardir.
Yine denizden taze et (balik) yiyesiniz ve ondan takindiginiz süs esyasini
çikarasiniz diye, denizi emrinize veren Allah'tir. Gemilerin denizde suyu
yararak gittiklerini görüyorsun. Lütfundan rizik aramaniz ve sükretmeniz için
Allah böyle yapmistir.
Bunu söylemelerinin sebebi su: Kiyamet günü, kendi günahlarini tam olarak
yüklendikten baska, bilgisizlikleri yüzünden saptirmakta olduklari kimselerin
günahlarindan bir kismini da yükleneceklerdir. Dikkat edin, yüklendikleri günah
ne kötüdür!
Onlardan öncekiler de tuzak kurdular. Fakat Allah onlarin binalarini temelinden
sarsti, çati tepelerinden üzerlerine çöktü ve azap onlara farkedemedikleri bir
yönden geldi.
Sonra kiyamet günü Allah, O kfirleri rezil rüsvay edecek ve diyecek ki: "Hani
ugrunda müminlere karsi düsman kesildiginiz ortaklarim nerede?" Kendilerine ilim
verilmis olanlar: "Süphesiz bugünün rezilligi ve kötülügü kfirleredir."
diyeceklerdir.
(O kfirler), kendilerine zulmetmis kimseler olarak, meleklerin, canlarini
aldiklari kimselerdir. O vakit onlar söyle diyerek teslim olurlar: "Biz, bir
kötülükten dolayi yapmiyorduk." (Onlara): "Hayir, Allah sizin ne maksatla
yaptiginizi elbette çok iyi bilendir."
Kötülüklerden sakinanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" denilince: "Hayir indirdi"
derler. Bu dünyada güzel amel isleyenlere güzel bir mükafat var. Elbette ahiret
yurdu ise daha hayirlidir. Allah'tan korkanlarin yurdu ne güzeldir!
O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altindan irmaklar akar. Orada Allah'tan
korkanlara diledikleri nimetler vardir. Iste Allah, takva sahiplerini böyle
mükafatlandirir.
Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarini hos ve rahat halde
alirlar. "Selam size, yapmis oldugunuz güzel islerin mükafati olarak girin
cennet'e..." derler.
Ancak kendilerine, ruhlarini alacak meleklerin gelmesini veya Rabbinin azab
emrinin (kiyametin) gelip çatmasini bekliyorlar! Kendilerinden öncekiler de
böyle yapmislardi. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine
zulmetmislerdi.
Allah'a ortak kosanlar dediler ki: "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarimiz
O'ndan baska hiçbir seye tapmazdik ve O'nun emri disinda hiçbir seyi haram
kilmazdik" Kendilerinden öncekiler de böyle yaptilar. Buna karsi peygamberlerin
vazifesi, ancak açik-seçik bir tebligden, ibarettir.
Andolsun ki biz her ümmete, "Allah'a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakinin."
diye bir peygamber gönderdik. Allah, bu ümmetlerden bir kismina hidayet etti,
bir kismina da sapiklik hak olmustur. Simdi yer yüzünde bir gezip dolasin da
bakin ki, peygamberleri yalanlayanlarin sonunun ne oldugunu bir görün?
(Ey Muhammed!) Sen o kfirlerin hidayete ermelerini ne kadar istesen de Allah,
saptirdigi kimseyi hidayete erdirmez. Onlarin hiçbir yardimcisi da yoktur.
Kfirler, "Allah ölen kimseyi diriltmez." diye en kuvvetli yeminleriyle Allah'a
yemin ettiler. Hayir, bu ölüleri diriltmek, Allah'in kendisine karsi bir
vaadidir. Ancak insanlarin çogu bunu bilmezler.
Allah ölüleri diriltecek ki, o kfirlerin, hakkinda ihtilaf ettikleri seyi
onlara açikça göstersin ve bunu inkr edenler kendilerinin yalanci olduklarini
bilsinler.
Zulme ugradiktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, biz dünyada
mutlaka onlari güzel bir yere yerlestiririz. Halbuki bilirlerse ahiretin
mükafati elbette daha büyüktür.
(Ey Peygamber!) Senden önce de, kendilerine vahyettigimiz erkeklerden baskasini
peygamber olarak göndermedik. Eger bunu bilmiyorsaniz Tevrat ve Incil limlerine
sorun.
Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da
Kur'n'i indirdik ki, insanlara vahyedileni açiklayasin. Belki onlar da
düsünürler.
Sinsice kötü tuzaklar kuranlar, Allah'in kendilerini yerin dibine
geçiremeyeceginden, yahut bilemeyecekleri bir yerden azabin gelmeyeceginden emin
mi oldular?
Bir de müsrikler kendilerine rizik olarak verdigimiz seylerden tutuyorlar
mahiyetini bilmedikleri seylere (putlara) pay ayiriyorlar. Allah'a andolsun ki,
siz bu yaptiginiz iftiralardan mutlaka hesaba çekileceksiniz.
Kendisine verilen müjdenin kötülügü, dolayisiyla kavminden gizlenir. Simdi acaba
o çocugu zillet ve horluga katlanarak saklayacak mi? Yoksa topraga mi gömecek?
Dikkat edin verdikleri hüküm ne kötüdür!
Eger Allah insanlari zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kimildayan
tek canli birakmazdi. Fakat Allah onlari, belli bir vakte kadar erteler.
Müddetleri (ecelleri) geldigi zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de öne
alabilirler.
Müsrikler, kendilerinin hoslanmadiklari seyleri, Allah'a isnad ediyorlar.
Dilleri, en güzel seylerin kendilerine ait oldugunu yalan yere durmadan söyler.
Hiç süphesiz onlar için, sadece ates vardir. Oraya en önde gidip kalacaklardir.
Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok ümmetlere peygamberler
gönderdik. Ne var ki seytan, onlara amellerini bezeyip süslü gösterdi. Bugün de
o seytan, kfirlerin dostudur. Onlar için aci bir azab vardir.
(Ey Resulüm!) Biz, sana bu kitabi (Kur'ni) sirf hakkinda ihtilafa düstükleri
seyi insanlara açiklaman için ve iman edecek topluma bir hidayet, bir rahmet
olsun diye indirdik.
Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardir. Size iskembelerindeki
yem artiklariyla kandan meydana gelen, içenlere içimi kolay halis bir süt
içirmekteyiz.
Hurma ve üzüm agaçlarinin meyvalarindan da hem içki, hem de güzel gidalar
edinirsiniz. Süphesiz ki bunda aklini kullanan kimseler için büyük bir ibret
vardir.
Sonra meyvalarin hepsinden ye de, Rabbinin (sana) kolay kildigi yollara gir,
diye ilham etti. Onlarin karinlarindan renkleri çesitli bir bal çikar ki, onda
insanlar için sif vardir. Süphesiz ki bunda düsünen bir millet için, büyük bir
ibret vardir.
Allah, sizi yaratti, sonra da sizi öldürecektir. Içinizden kimi de, biraz
bilgiden sonra esyayi önceki bildigi gibi bilmesin diye, ömrün en kötü çagina
kadar yasatilir. Süphesiz ki Allah çok bilgili ve büyük kudret sahibidir.
Allah, rizik yönünden bir kisminizi digerlerinden üstün kildi. Kendilerine bol
rizik verilenler, riziklarini ellerinin altindakilere vermiyorlar ki, onda esit
olsunlar. Durum böyle iken Allah'in nimetini inkr mi ediyorlar?
Allah, size kendi cinsinizden esler, o eslerinizden de ogullar ve torunlar
yaratti. Sizi helal ve güzel gidalarla riziklandirdi. Onlar, hl batila mi
inaniyorlar? ve Allah'in nimetini inkr mi ediyorlar?
Allah, hiçbir seye gücü yetmeyen, baskasinin mali olmus bir köle ile, kendisine
güzel bir rizik verilen ve o rizikdan gizli ve açik olarak harcayan hür bir
insani misal verdi. Hiç bunlar esit olur mu? Bütün hamd Allah'a mahsustur.
Dogrusu insanlarin çogu bilmezler.
Allah su iki adami da misal verdi: Bunlardan biri dilsizdir, hiçbir seye gücü
yetmez; efendisine bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayir getiremez. Simdi,
bu adamla, adaletle emreden ve dogru yolda bulunan adam esit olur mu?
Göklerin ve yerin gaybini bilmek Allah'a aittir. Kiyametin kopusu yalniz bir göz
kirpmasi veya daha az bir zamandan baskasi degildir. Süphesiz Allah her seye
kadirdir.
Allah size evlerinizden bir huzur ve dinlenme yeri yapti. Hayvanlarin
derilerinden gerek yolculugunuzda ve gerekse konaklama zamanlarinizda kolayca
tasiyacaginiz hafif evler (çadirlar v.s.) ve yünlerinden, yapagilarindan ve
killarindan bir süreye kadar (giyinecek, kusanacak, serilecek ve dösenecek) bir
esya ve ticaret mali yapti.
Allah, yarattiklarindan sizin için gölgeler yapti ve sizin için daglarda
barinaklar yaratti. Sizi sicaktan koruyacak elbiseler ve savasta sizi koruyan
elbiseler (zirhlar) yaratti. Iste böylece Allah müslüman olasiniz diye üzerinize
nimetini tamamlamaktadir.
Ve o Allah'a ortak kosanlar, ortak kostuklarini (putlari) gördükleri zaman:
"Rabbimiz! Iste bunlar, seni birakip da kendilerine taptigimiz ortaklarimizdir"
diyecekler. Kostuklari ortaklar da onlara; "Siz mutlaka yalancilarsiniz" diye
söz atarlar.
Biz o gün, her ümmet içinde, kendilerinden kendi üzerlerine bir sahit
gönderecegiz. Seni de onlarin üzerine sahit getirecegiz. Bu kitabi da, her seyi
açiklayan ve müslümanlara dogruyu gösteren bir rehber, bir rahmet kaynagi ve bir
müjdeleyici olarak indirdik.
Süphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayi ve yakinlara bakmayi emreder;
hayasizliktan, fenaliktan ve azginliktan nehyeder. Ögüt almaniz için size böyle
ögüt verir.
Bir de anlasma yaptiginizda Allah'in ahdini yerine getirin ve pekistirdikten
sonra yeminleri bozmayin. Allah'i üzerinize sahid tuttugunuz halde, nasil olur
da bozarsiniz! Süphesiz ki Allah yaptiklarinizi bilir.
Bir ümmet, diger bir ümmetten (sayica ve malca) daha çok oldugu için,
yeminlerinizi aranizda aldatma vasitasi yaparak, ipligini saglamca egirdikten
sonra onu söküp bozmaya çalisan kadin gibi olmayin. Allah sizi bununla imtihan
eder ve süphesiz hakkinda ihtilaf ettiginiz seyleri kiyamet günü size mutlaka
açiklayacaktir.
Allah dileseydi elbette hepinizi tek bir ümmet yapardi. Fakat Allah diledigini
saptirir ve diledigine de hidayet verir. Süphesiz ki, (kiyamet gününde) bütün
yaptiklarinizdan sorumlu tutulacaksiniz.
Yeminlerinizi aranizda aldatma ve fesada vasita edinmeyin, sonra saglam
basmisken bir ayak kayar da Allah yolundan saptiginiz için, dünyada kötü azabi
tadarsiniz. Ahirette de size büyük bir azab olur.
Sizin yaninizdaki dünya mali tükenir, Allah'in katindakiler ise tükenmez.
Muhakkak ki biz, Allah yolunda sabredenleri, yaptiklari amelin daha güzeliyle
mükafatlandiracagiz.
Erkekten ve disiden, mümin olarak kim iyi amel islerse muhakkak onu güzel bir
hayat ile yasatacagiz ve yapmakta olduklari amellerin daha güzeliyle
mükafatlarini elbette verecegiz.
Biz bir yeti degistirip yerine baska bir yet getirdigimiz zaman Allah ne
indirdigini pek iyi bilmis iken kfirler Peygambere: "Sen, ancak bir
iftiracisin" dediler. Hayir öyle degil; onlarin çogu bilmezler.
(Ey Muhammed!) Onlara de ki: "Kur'n'i Cebrail, iman edenlere sebat vermek,
müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için Rabbinin katindan hak olarak
indirdi.
Muhakkak biliyoruz ki kfirler: "Kur'n'i Muhammed'e bir insan ögretiyor"
diyorlar. Peygambere ögretiyor zanninda bulunduklari kimsenin dili yabancidir.
Bu Kur'n ise apaçik bir Arapçadir.
Kalbi iman ile sükûnet buldugu halde (dinden dönmeye) zorlananlar disinda, her
kim imanindan sonra küfre kalbini açarsa, mutlaka onlarin üzerine Allah'tan bir
gazab gelir ve kendilerine çok büyük bir azab vardir.
Sonra süphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve
sabreden kimselerin yardimcisidir. Bunlardan sonra Rabbin elbette çok
bagislayicidir, çok merhametlidir.
Allah bir sehri misal olarak verdi: Bu sehir güvenli, huzurlu idi, Oraya her
yerden rizki bol bol geliyordu. Ne var ki onlar Allah'in nimetlerine karsi
nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptiklari isler yüzünden açlik ve korku
elbisesini (felketini) tattirdi.
O size ancak ölü hayvani, kani, domuz etini ve Allah'tan baskasi adina
kesilenleri haram kildi. Her kim bu haram seyleri yemeye mecbur kalirsa
(baskasinin hakkina) saldirmadan ve asiri gitmeden yiyebilir. Süphesiz Allah,
çok bagislayicidir, çok merhametlidir.
Dillerinizin yalan vasfetmesi ile: "Su helaldir, su haramdir" demeyin; aksi
halde Allah'a iftira etmis olursunuz. Süphesiz Allah'a yalan uyduranlar asla
kurtulamazlar.