First Ayah 1 الأية الأوليبِسْم ِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
تَبَارَكَ الَّذِي نَزَّلَ الْفُرْقَانَ عَلَىٰ عَبْدِهِ لِيَكُونَ لِلْعَالَمِينَ
نَذِيرًا
Tabaraka allathee nazzalaalfurqana AAala AAabdihi liyakoona
lilAAalameenanatheera
Turkish
"Tebareke" ne yüce feyyazdir o ki, dünyalari uyarmak üzere kulu Muhammed'e,
hakki batildan ayirdeden Kur'n'i indirdi.
|
Ayah 25:2 الأية
الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ
يَكُن لَّهُ شَرِيكٌ فِي الْمُلْكِ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا
Allathee lahu mulku assamawatiwal-ardi walam yattakhith waladan walamyakun lahu
shareekun fee almulki wakhalaqa kulla shay-infaqaddarahu taqdeera
Turkish
O öyle bir ilhtir ki, göklerin ve yerin hükümranligi kendisinindir. O hiç çocuk
edinmedi, hükümranlikta ortagi yoktur. O, her seyi yaratip bir ölçüye göre
düzenleyerek takdir etmistir.
|
Ayah 25:3 الأية
وَاتَّخَذُوا مِن دُونِهِ آلِهَةً لَّا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ
وَلَا يَمْلِكُونَ لِأَنفُسِهِمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا وَلَا يَمْلِكُونَ مَوْتًا
وَلَا حَيَاةً وَلَا نُشُورًا
Wattakhathoo min doonihi alihatanla yakhluqoona shay-an wahum yukhlaqoona
walayamlikoona li-anfusihim darran wala nafAAan walayamlikoona mawtan wala
hayatan walanushoora
Turkish
Kfirler, O'nu birakip bir sey yaratamayan, bilakis kendileri yaratilmis olan,
kendilerine ne zarar ve ne de fayda verebilen; öldürmeye, diriltmeye ve ölümden
sonra tekrar canlandirmaya güçleri yetmeyen tanrilar edindiler.
|
Ayah 25:4 الأية
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا إِفْكٌ افْتَرَاهُ وَأَعَانَهُ
عَلَيْهِ قَوْمٌ آخَرُونَ ۖ فَقَدْ جَاءُوا ظُلْمًا وَزُورًا
Waqala allatheena kafaroo in hathailla ifkun iftarahu waaAAanahu AAalayhiqawmun
akharoona faqad jaoo thulmanwazoora
Turkish
Inkr edenler: "Bu Kur'n Muhammed'in uydurmasidir, ona baska bir topluluk
yardim etmistir" diyerek haksiz ve asilsiz bir söz uydurdular.
|
Ayah 25:5 الأية
وَقَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ اكْتَتَبَهَا فَهِيَ تُمْلَىٰ عَلَيْهِ
بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Waqaloo asateeru al-awwaleenaiktatabaha fahiya tumla AAalayhi bukratan waaseela
Turkish
"Kur'n öncekilerin masallaridir; baskalarina yazdirmis da sabah aksam kendisine
okunmaktadir" dediler.
|
Ayah 25:6 الأية
قُلْ أَنزَلَهُ الَّذِي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ إِنَّهُ
كَانَ غَفُورًا رَّحِيمًا
Qul anzalahu allathee yaAAlamu assirrafee assamawati wal-ardiinnahu kana
ghafooran raheema
Turkish
Ey Muhammed! De ki: "Onu, göklerin ve yerin sirrini bilen indirmistir. Süphesiz
O, bagislayandir, merhamet edendir."
|
Ayah 25:7 الأية
وَقَالُوا مَالِ هَٰذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْشِي فِي الْأَسْوَاقِ
ۙ لَوْلَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذِيرًا
Waqaloo mali hatha arrasooliya/kulu attaAAama wayamshee fee al-aswaqilawla
onzila ilayhi malakun fayakoona maAAahu natheera
Turkish
Söyle dediler: "Bu ne biçim peygamber ki, yemek yer, sokaklarda gezer? Ona,
beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya!"
|
Ayah 25:8 الأية
أَوْ يُلْقَىٰ إِلَيْهِ كَنزٌ أَوْ تَكُونُ لَهُ جَنَّةٌ يَأْكُلُ مِنْهَا ۚ
وَقَالَ الظَّالِمُونَ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلًا مَّسْحُورًا
Aw yulqa ilayhi kanzun aw takoonu lahujannatun ya/kulu minha waqala
aththalimoonain tattabiAAoona illa rajulan mashoora
Turkish
"Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya beslenecegi bir bahçe olsaydi ya!"
Bu zalimler, inananlara "Siz sadece büyülenmis bir adama uyuyorsunuz" dediler.
|
Ayah 25:9 الأية
انظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلًا
Onthur kayfa daraboolaka al-amthala fadalloo fala yastateeAAoonasabeela
Turkish
Ey Muhammed! sana nasil misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmislardir, yol
bulamazlar.
|
Ayah 25:10 الأية
تَبَارَكَ الَّذِي إِن شَاءَ جَعَلَ لَكَ خَيْرًا مِّن ذَٰلِكَ جَنَّاتٍ تَجْرِي
مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَيَجْعَل لَّكَ قُصُورًا
Tabaraka allathee in shaajaAAala laka khayran min thalika jannatin tajreemin
tahtiha al-anharu wayajAAal laka qusoora
Turkish
Öyle yücedir O ki, dilerse sana ondan daha iyisini, altindan irmaklar akan
cennetler verir, sana köskler de yapar.
|
Ayah 25:11 الأية
بَلْ كَذَّبُوا بِالسَّاعَةِ ۖ وَأَعْتَدْنَا لِمَن كَذَّبَ بِالسَّاعَةِ سَعِيرًا
Bal kaththaboo bissaAAatiwaaAAtadna liman kaththaba bissaAAatisaAAeera
Turkish
Fakat onlar o saati (kiyameti) de yalanladilar. Biz ise o saati yalanlayanlara
çilgin alevli bir ates hazirladik.
|
Ayah 25:12 الأية
إِذَا رَأَتْهُم مِّن مَّكَانٍ بَعِيدٍ سَمِعُوا لَهَا تَغَيُّظًا وَزَفِيرًا
Itha raat-hum min makaninbaAAeedin samiAAoo laha taghayyuthanwazafeera
Turkish
Ki, cehennem atesi uzak bir mesafeden kendilerine görününce, onun bir
hisimlanmasini (kaynamasini) ve ugultusunu isitirler.
|
Ayah 25:13 الأية
وَإِذَا أُلْقُوا مِنْهَا مَكَانًا ضَيِّقًا مُّقَرَّنِينَ دَعَوْا هُنَالِكَ
ثُبُورًا
Wa-itha olqoo minha makanandayyiqan muqarraneena daAAaw hunalika thuboora
Turkish
Elleri boyunlarina bagli olarak onun dar bir yerine atildiklari zaman da,
oracikta yok olmayi isterler.
|
Ayah 25:14 الأية
لَّا تَدْعُوا الْيَوْمَ ثُبُورًا وَاحِدًا وَادْعُوا ثُبُورًا كَثِيرًا
La tadAAoo alyawma thubooran wahidanwadAAoo thubooran katheera
Turkish
(Onlara söyle denilir) Bu gün bir yok olmayi degil, nice yok olmalari isteyin!
|
Ayah 25:15 الأية
قُلْ أَذَٰلِكَ خَيْرٌ أَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ ۚ
كَانَتْ لَهُمْ جَزَاءً وَمَصِيرًا
Qul athalika khayrun am jannatualkhuldi allatee wuAAida almuttaqoona kanat lahum
jazaanwamaseera
Turkish
De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vaad olunan ebedilik cenneti mi?
Çünkü orasi, onlar için bir mükafattir ve bir varis yeridir.
|
Ayah 25:16 الأية
لَّهُمْ فِيهَا مَا يَشَاءُونَ خَالِدِينَ ۚ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ وَعْدًا
مَّسْئُولًا
Lahum feeha ma yashaoonakhalideena kana AAala rabbika waAAdanmas-oola
Turkish
Onlar için orada ne isterlerse var, hem orada ebedî kalacaklar. Çünkü bu
Rabbinden yerine getirilmesi istenen bir vaaddir.
|
Ayah 25:17 الأية
وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ فَيَقُولُ أَأَنتُمْ
أَضْلَلْتُمْ عِبَادِي هَٰؤُلَاءِ أَمْ هُمْ ضَلُّوا السَّبِيلَ
Wayawma yahshuruhum wamayaAAbudoona min dooni Allahi fayaqoolu aantum
adlaltumAAibadee haola-i am hum dalloo assabeel
Turkish
Hele o gün Rabbin onlari Allah'tan baska taptiklari seylerle toplar da, der ki:
"Siz mi saptirdiniz su kullarimi, yoksa kendileri mi yolu kaybettiler?"
|
Ayah 25:18 الأية
قَالُوا سُبْحَانَكَ مَا كَانَ يَنبَغِي لَنَا أَن نَّتَّخِذَ مِن دُونِكَ مِنْ
أَوْلِيَاءَ وَلَٰكِن مَّتَّعْتَهُمْ وَآبَاءَهُمْ حَتَّىٰ نَسُوا الذِّكْرَ
وَكَانُوا قَوْمًا بُورًا
Qaloo subhanaka ma kanayanbaghee lana an nattakhitha min doonika min
awliyaawalakin mattaAAtahum waabaahum hattanasoo aththikra wakanoo qawman boora
Turkish
Onlar: "Sübhansin seni tenzih ederiz. Seni birakip da senden baska dostlar
edinmek bize yarasmaz; fakat sen onlara ve atalarina o kadar nimet verdin ki,
sonunda seni anmayi unuttular ve helaki hak eden bir kavim oldular." derler.
|
Ayah 25:19 الأية
فَقَدْ كَذَّبُوكُم بِمَا تَقُولُونَ فَمَا تَسْتَطِيعُونَ صَرْفًا وَلَا نَصْرًا ۚ
وَمَن يَظْلِم مِّنكُمْ نُذِقْهُ عَذَابًا كَبِيرًا
Faqad kaththabookum bimataqooloona fama tastateeAAoona sarfan walanasran waman
yathlim minkum nuthiqhuAAathaban kabeera
Turkish
(Bunun üzerine ötekilere hitaben söyle denilir.) Iste (taptiklariniz) sizi
söylediklerinizde yalanci çikardilar. Artik ne (azabinizi) geri çevirebilir, ne
de bir yardima çare bulabilirsiniz ve içinizden kim zulmederse, ona büyük bir
azab tattiracagiz.
|
Ayah 25:20 الأية
وَمَا أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِنَ الْمُرْسَلِينَ إِلَّا إِنَّهُمْ لَيَأْكُلُونَ
الطَّعَامَ وَيَمْشُونَ فِي الْأَسْوَاقِ ۗ وَجَعَلْنَا بَعْضَكُمْ لِبَعْضٍ
فِتْنَةً أَتَصْبِرُونَ ۗ وَكَانَ رَبُّكَ بَصِيرًا
Wama arsalna qablaka minaalmursaleena illa innahum laya/kuloona
attaAAamawayamshoona fee al-aswaqi wajaAAalna baAAdakumlibaAAdin fitnatan
atasbiroona wakanarabbuka baseera
Turkish
(Resulüm!) Biz senden evvel de peygamberleri baska türlü göndermedik. Süphesiz
onlar hem yemek yiyorlar, hem çarsilarda geziyorlardi (sokaklarda yürüyorlardi).
Sizin bir kisminizi bir digerine fitne (imtihan sebebi) kilmisizdir ki, bakalim
sabredecek misiniz? Zira Rabbin her seyi hakkiyla görmektedir.
|
Ayah 25:21 الأية
وَقَالَ الَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَاءَنَا لَوْلَا أُنزِلَ عَلَيْنَا
الْمَلَائِكَةُ أَوْ نَرَىٰ رَبَّنَا ۗ لَقَدِ اسْتَكْبَرُوا فِي أَنفُسِهِمْ
وَعَتَوْا عُتُوًّا كَبِيرًا
Waqala allatheena layarjoona liqaana lawla onzila AAalaynaalmala-ikatu aw nara
rabbana laqadiistakbaroo fee anfusihim waAAataw AAutuwwan kabeera
Turkish
Bununla beraber, bize kavusmayi ummayanlar "Bize ya melekler indirilmeliydi, ya
da Rabbimizi görmeliydik" dediler. Andolsun ki, dogrusu nefislerinde kendilerini
büyük gördüler ve büyük azginlik ettiler.
|
Ayah 25:22 الأية
يَوْمَ يَرَوْنَ الْمَلَائِكَةَ لَا بُشْرَىٰ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُجْرِمِينَ
وَيَقُولُونَ حِجْرًا مَّحْجُورًا
Yawma yarawna almala-ikata labushra yawma-ithin lilmujrimeena wayaqooloona
hijranmahjoora
Turkish
Melekleri görecekleri gün, iste o gün, günahkarlara hiçbir sevinç haberi yoktur.
Ve yasak yasak, diyeceklerdir.
|
Ayah 25:23 الأية
وَقَدِمْنَا إِلَىٰ مَا عَمِلُوا مِنْ عَمَلٍ فَجَعَلْنَاهُ هَبَاءً مَّنثُورًا
Waqadimna ila maAAamiloo min AAamalin fajaAAalnahu habaan manthoora
Turkish
Onlarin yaptiklari her bir iyi isi dikkate aliriz, fakat onu saçilmis zerreler
haline getiririz.
|
Ayah 25:24 الأية
أَصْحَابُ الْجَنَّةِ يَوْمَئِذٍ خَيْرٌ مُّسْتَقَرًّا وَأَحْسَنُ مَقِيلًا
As-habu aljannati yawma-ithinkhayrun mustaqarran waahsanu maqeela
Turkish
O gün cennetliklerin kalacaklari yer çok iyi, dinlenecekleri yer pek güzeldir.
|
Ayah 25:25 الأية
وَيَوْمَ تَشَقَّقُ السَّمَاءُ بِالْغَمَامِ وَنُزِّلَ الْمَلَائِكَةُ تَنزِيلًا
Wayawma tashaqqaqu assamao bilghamamiwanuzzila almala-ikatu tanzeela
Turkish
O gün gökyüzü beyaz bulutlar halinde yarilacak ve melekler bölük bölük
indirileceklerdir.
|
Ayah 25:26 الأية
الْمُلْكُ يَوْمَئِذٍ الْحَقُّ لِلرَّحْمَٰنِ ۚ وَكَانَ يَوْمًا عَلَى
الْكَافِرِينَ عَسِيرًا
Almulku yawma-ithin alhaqqu lirrahmaniwakana yawman AAala alkafireena AAaseera
Turkish
Iste o gün gerçek hükümranlik, çok merhametli olan Allah'indir. Kfirler için
ise o, pek çetin bir gündür.
|
Ayah 25:27 الأية
وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلَىٰ يَدَيْهِ يَقُولُ يَا لَيْتَنِي اتَّخَذْتُ
مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلًا
Wayawma yaAAaddu aththalimuAAala yadayhi yaqoolu ya laytanee ittakhathtumaAAa
arrasooli sabeela
Turkish
O gün zalim kimse ellerini isiracak: "Eyvah!" diyecek, "keske Peygamberin
yaninda bir yol tutsaydim!"
|
Ayah 25:28 الأية
يَا وَيْلَتَىٰ لَيْتَنِي لَمْ أَتَّخِذْ فُلَانًا خَلِيلًا
Ya waylata laytanee lamattakhith fulanan khaleela
Turkish
"Eyvah!" diyecek, "keske falancayi dost edinmeseydim.
|
Ayah 25:29 الأية
لَّقَدْ أَضَلَّنِي عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ إِذْ جَاءَنِي ۗ وَكَانَ الشَّيْطَانُ
لِلْإِنسَانِ خَذُولًا
Laqad adallanee AAani aththikribaAAda ith jaanee wakana ashshaytanulil-insani
khathoola
Turkish
Çünkü zikir (Kur'n) bana gelmisken o, hakikaten beni ondan saptirdi. Seytan
insani (uçuruma sürükleyip sonra) yapayalniz ve yardimcisiz birakmaktadir.
|
Ayah 25:30 الأية
وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ إِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هَٰذَا الْقُرْآنَ
مَهْجُورًا
Waqala arrasoolu yarabbi inna qawmee ittakhathoo hatha alqur-anamahjoora
Turkish
Peygamber dedi ki: "Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'n'i terkedilmis (bir sey yerinde)
tuttular."
|
Ayah 25:31 الأية
وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا مِّنَ الْمُجْرِمِينَ ۗ وَكَفَىٰ
بِرَبِّكَ هَادِيًا وَنَصِيرًا
Wakathalika jaAAalna likullinabiyyin AAaduwwan mina almujrimeena wakafa
birabbika hadiyanwanaseera
Turkish
(Resulüm!) Ve iste biz böyle her peygamber için günahkarlardan bir düsman
yapmisizdir. Bununla beraber hidayet verici ve yardimci olarak Rabbin yeter.
|
Ayah 25:32 الأية
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْآنُ جُمْلَةً
وَاحِدَةً ۚ كَذَٰلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ ۖ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا
Waqala allatheena kafaroo lawlanuzzila AAalayhi alqur-anu jumlatan wahidatan
kathalikalinuthabbita bihi fu-adaka warattalnahu tarteela
Turkish
Yine o inkr edenler dediler ki: "O Kur'n ona, hepsi birden indirilseydi ya"!
Biz onu senin kalbine iyice yerlestirmek için böyle (parça parça indirdik) ve
onu tane tane (ayirarak) okuduk.
|
Ayah 25:33 الأية
وَلَا يَأْتُونَكَ بِمَثَلٍ إِلَّا جِئْنَاكَ بِالْحَقِّ وَأَحْسَنَ تَفْسِيرًا
Wala ya/toonaka bimathalin illaji/naka bilhaqqi waahsana tafseera
Turkish
Hem onlar sana karsi herhangi bir mesel ile gelmezler ki, biz sana (onun
karsiliginda) dogrusunu ve tefsirin daha güzelini getirmis olmayalim.
|
Ayah 25:34 الأية
الَّذِينَ يُحْشَرُونَ عَلَىٰ وُجُوهِهِمْ إِلَىٰ جَهَنَّمَ أُولَٰئِكَ شَرٌّ
مَّكَانًا وَأَضَلُّ سَبِيلًا
Allatheena yuhsharoona AAalawujoohihim ila jahannama ola-ika sharrun
makananwaadallu sabeela
Turkish
O yüzleri üstü cehenneme toplanacaklar var ya! iste onlar, yerleri en kötü,
yollari en sapik olanlardir.
|
Ayah 25:35 الأية
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَجَعَلْنَا مَعَهُ أَخَاهُ هَارُونَ وَزِيرًا
Walaqad atayna moosaalkitaba wajaAAalna maAAahu akhahu haroonawazeera
Turkish
Andolsun ki Musa'ya kitap verdik, kardesi Harun'u da ona yardimci yaptik.
|
Ayah 25:36 الأية
فَقُلْنَا اذْهَبَا إِلَى الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا
فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْمِيرًا
Faqulna ithhaba ilaalqawmi allatheena kaththaboo bi-ayatinafadammarnahum
tadmeera
Turkish
"Haydi yetlerimizi yalan sayan o kavme gidin" dedik. Sonunda (yola
gelmediklerinden) onlari yerle bir ettik.
|
Ayah 25:37 الأية
وَقَوْمَ نُوحٍ لَّمَّا كَذَّبُوا الرُّسُلَ أَغْرَقْنَاهُمْ وَجَعَلْنَاهُمْ
لِلنَّاسِ آيَةً ۖ وَأَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ عَذَابًا أَلِيمًا
Waqawma noohin lamma kaththabooarrusula aghraqnahum wajaAAalnahum linnasiayatan
waaAAtadna liththalimeenaAAathaban aleema
Turkish
Nuh kavmine gelince, Peygamberleri yalancilikla itham ettiklerinde, onlari suda
bogduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptik. Biz zalimler için acikli
bir azab hazirlamisizdir.
|
Ayah 25:38 الأية
وَعَادًا وَثَمُودَ وَأَصْحَابَ الرَّسِّ وَقُرُونًا بَيْنَ ذَٰلِكَ كَثِيرًا
WaAAadan wathamooda waas-habaarrassi waquroonan bayna thalika katheera
Turkish
Ad'i, Semud'u, Ress halkini ve bunlar arasinda daha bir çok nesilleri de
(inkrciliklari yüzünden helak ettik)
|
Ayah 25:39 الأية
وَكُلًّا ضَرَبْنَا لَهُ الْأَمْثَالَ ۖ وَكُلًّا تَبَّرْنَا تَتْبِيرًا
Wakullan darabna lahu al-amthalawakullan tabbarna tatbeera
Turkish
Onlarin herbirine misaller getirdik; (ama ögüt almadiklari için) hepsini kirdik
geçirdik.
|
Ayah 25:40 الأية
وَلَقَدْ أَتَوْا عَلَى الْقَرْيَةِ الَّتِي أُمْطِرَتْ مَطَرَ السَّوْءِ ۚ
أَفَلَمْ يَكُونُوا يَرَوْنَهَا ۚ بَلْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ نُشُورًا
Walaqad ataw AAala alqaryati allateeomtirat matara assaw-i afalam
yakoonooyarawnaha bal kanoo la yarjoona nushoora
Turkish
(Resulüm!) Andolsun ki, (bu Mekke'li putperestler), bela ve fenalik yagmuruna
tutulmus olan beldeye ugramislardir. Peki onu da görmüyorlar miydi? Hayir! Onlar
öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadirlar.
|
Ayah 25:41 الأية
وَإِذَا رَأَوْكَ إِن يَتَّخِذُونَكَ إِلَّا هُزُوًا أَهَٰذَا الَّذِي بَعَثَ
اللَّهُ رَسُولًا
Wa-itha raawka in yattakhithoonakailla huzuwan ahatha allathee baAAatha
Allahurasoola
Turkish
Seni gördükleri zaman "Bu mu Allah'in Peygamber olarak gönderdigi?" diye hep
seni alaya aliyorlar.
|
Ayah 25:42 الأية
إِن كَادَ لَيُضِلُّنَا عَنْ آلِهَتِنَا لَوْلَا أَن صَبَرْنَا عَلَيْهَا ۚ
وَسَوْفَ يَعْلَمُونَ حِينَ يَرَوْنَ الْعَذَابَ مَنْ أَضَلُّ سَبِيلًا
In kada layudillunaAAan alihatina lawla an sabarnaAAalayha wasawfa yaAAlamoona
heena yarawna alAAathabaman adallu sabeela
Turkish
"Sayet tanrilarimiza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten de bizi neredeyse
tanrilarimizdan saptiracakti" diyorlar. Azabi gördükleri zaman, kimin yolunun
sapik oldugunu bilecekler!
|
Ayah 25:43 الأية
أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَٰهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلًا
Araayta mani ittakhatha ilahahuhawahu afaanta takoonu AAalayhi wakeela
Turkish
Kötü duygularini kendisine tanri edinen kimseyi gördün mü? Simdi ona sen mi
vekil olacaksin?
|
Ayah 25:44 الأية
أَمْ تَحْسَبُ أَنَّ أَكْثَرَهُمْ يَسْمَعُونَ أَوْ يَعْقِلُونَ ۚ إِنْ هُمْ إِلَّا
كَالْأَنْعَامِ ۖ بَلْ هُمْ أَضَلُّ سَبِيلًا
Am tahsabu anna aktharahumyasmaAAoona aw yaAAqiloona in hum illa kal-anAAamibal
hum adallu sabeela
Turkish
Yoksa sen, onlarin çogunun gerçekten söz dinleyecegini yahut akillanacagini mi
saniyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta gidisçe daha sapiktirlar.
|
Ayah 25:45 الأية
أَلَمْ تَرَ إِلَىٰ رَبِّكَ كَيْفَ مَدَّ الظِّلَّ وَلَوْ شَاءَ لَجَعَلَهُ
سَاكِنًا ثُمَّ جَعَلْنَا الشَّمْسَ عَلَيْهِ دَلِيلًا
Alam tara ila rabbika kayfa madda aththillawalaw shaa lajaAAalahu sakinan thumma
jaAAalnaashshamsa AAalayhi daleela
Turkish
Rabbinin gölgeyi nasil uzatmakta oldugunu görmedin mi? Dileseydi onu elbet
hareketsiz de kilardi. Sonra biz günesi, ona (gölgeye) delil kilmisizdir.
|
Ayah 25:46 الأية
ثُمَّ قَبَضْنَاهُ إِلَيْنَا قَبْضًا يَسِيرًا
Thumma qabadnahu ilaynaqabdan yaseera
Turkish
Sonra da onu yavas yavas kendimize (baska yöne) çekmekteyiz.
|
Ayah 25:47 الأية
وَهُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ اللَّيْلَ لِبَاسًا وَالنَّوْمَ سُبَاتًا وَجَعَلَ
النَّهَارَ نُشُورًا
Wahuwa allathee jaAAala lakumuallayla libasan wannawma subatan wajaAAalaannahara
nushoora
Turkish
Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kilan, gündüzü yayilip çalisma (zamani)
yapan O'dur.
|
Ayah 25:48 الأية
وَهُوَ الَّذِي أَرْسَلَ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ ۚ
وَأَنزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً طَهُورًا
Wahuwa allathee arsala arriyahabushran bayna yaday rahmatihi waanzalna mina
assama-imaan tahoora
Turkish
Rüzgarlari rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen ve gökten tertemiz bir su
indiren O'dur.
|
Ayah 25:49 الأية
لِّنُحْيِيَ بِهِ بَلْدَةً مَّيْتًا وَنُسْقِيَهُ مِمَّا خَلَقْنَا أَنْعَامًا
وَأَنَاسِيَّ كَثِيرًا
Linuhyiya bihi baldatan maytanwanusqiyahu mimma khalaqna anAAaman
waanasiyyakatheera
Turkish
Ki biz (o suyla) ölü topraga can verelim, yarattigimiz nice hayvanlara ve
insanlara su saglayalim, diye.
|
Ayah 25:50 الأية
وَلَقَدْ صَرَّفْنَاهُ بَيْنَهُمْ لِيَذَّكَّرُوا فَأَبَىٰ أَكْثَرُ النَّاسِ
إِلَّا كُفُورًا
Walaqad sarrafnahu baynahumliyaththakkaroo faaba aktharu annasiilla kufoora
Turkish
Andolsun bunu, insanlarin ögüt almalari için, aralarinda çesit çesit sekillerde
anlatmisizdir; ama insanlarin çogu ille nankörlük edip diretmistir.
|
Ayah 25:51 الأية
وَلَوْ شِئْنَا لَبَعَثْنَا فِي كُلِّ قَرْيَةٍ نَّذِيرًا
Walaw shi/na labaAAathna feekulli qaryatin natheera
Turkish
(Habibim!) Sayet dileseydik elbette her köye bir uyarici (peygamber)
gönderirdik.
|
Ayah 25:52 الأية
فَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَجَاهِدْهُم بِهِ جِهَادًا كَبِيرًا
Fala tutiAAi alkafireenawajahidhum bihi jihadan kabeera
Turkish
(Madem ki yalniz seni gönderdik) Öyleyse kfirlere boyun egme ve bununla (Kur'n
ile) onlara karsi olanca gücünle büyük bir savas ver!
|
Ayah 25:53 الأية
وَهُوَ الَّذِي مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ هَٰذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ وَهَٰذَا مِلْحٌ
أُجَاجٌ وَجَعَلَ بَيْنَهُمَا بَرْزَخًا وَحِجْرًا مَّحْجُورًا
Wahuwa allathee maraja albahraynihatha AAathbun furatun wahatha milhunojajun
wajaAAala baynahuma barzakhan wahijranmahjoora
Turkish
Birinin suyu tatli ve susuzlugu giderici, digerininki tuzlu ve aci iki denizi
saliveren ve aralarina bir engel, asilmaz bir serhat koyan O'dur.
|
Ayah 25:54 الأية
وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ مِنَ الْمَاءِ بَشَرًا فَجَعَلَهُ نَسَبًا وَصِهْرًا ۗ
وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرًا
Wahuwa allathee khalaqa mina alma-ibasharan fajaAAalahu nasaban wasihran
wakanarabbuka qadeera
Turkish
O (hakir) sudan, bir insan yaratip ona bir neseb bahseden ve sihriyet bagi ile
akraba yapan O'dur. Rabbinin her seye gücü yeter.
|
Ayah 25:55 الأية
وَيَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَنفَعُهُمْ وَلَا يَضُرُّهُمْ ۗ وَكَانَ
الْكَافِرُ عَلَىٰ رَبِّهِ ظَهِيرًا
WayaAAbudoona min dooni Allahi mala yanfaAAuhum wala yadurruhum wakanaalkafiru
AAala rabbihi thaheera
Turkish
(Böyle iken inkrcilar) Allah'i birakip kendilerine ne fayda, ne zarar veremeyen
seylere kulluk ediyorlar. Inkrci olan kimse Rabbine karsi ugrasip durmaktadir.
|
Ayah 25:56 الأية
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا مُبَشِّرًا وَنَذِيرًا
Wama arsalnaka illamubashshiran wanatheera
Turkish
(Halbuki) biz seni ancak müjdeci ve uyarici olarak gönderdik.
|
Ayah 25:57 الأية
قُلْ مَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِلَّا مَن شَاءَ أَن يَتَّخِذَ إِلَىٰ
رَبِّهِ سَبِيلًا
Qul ma as-alukum AAalayhi min ajrinilla man shaa an yattakhitha ilarabbihi
sabeela
Turkish
De ki: "Ben, buna karsi sizden bir ücret degil, ancak Rabbine dogru bir yol
tutmayi dileyen kimseler (olmanizi) istiyorum."
|
Ayah 25:58 الأية
وَتَوَكَّلْ عَلَى الْحَيِّ الَّذِي لَا يَمُوتُ وَسَبِّحْ بِحَمْدِهِ ۚ وَكَفَىٰ
بِهِ بِذُنُوبِ عِبَادِهِ خَبِيرًا
Watawakkal AAala alhayyi allatheela yamootu wasabbih bihamdihi wakafabihi
bithunoobi AAibadihi khabeera
Turkish
Sen, ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et.
Kullarinin günahlarindan haberdar olarak O yeter.
|
Ayah 25:59 الأية
الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ
ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ ۚ الرَّحْمَٰنُ فَاسْأَلْ بِهِ خَبِيرًا
Allathee khalaqa assamawatiwal-arda wama baynahuma fee sittatiayyamin thumma
istawa AAala alAAarshi arrahmanufas-al bihi khabeera
Turkish
Gökleri yeri ve ikisinin arasindakileri alti günde yaratan, sonra Ars'a hükmeden
Rahmn'dir. Haydi ne dileyeceksen o her seyden haberdar olan (Rahmn)dan dile.
|
Ayah 25:60 الأية
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اسْجُدُوا لِلرَّحْمَٰنِ قَالُوا وَمَا الرَّحْمَٰنُ
أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا ۩
Wa-itha qeela lahumu osjudoo lirrahmaniqaloo wama arrahmanu anasjudulima
ta/muruna wazadahum nufoora
Turkish
Onlara "Rahmn'a secde edin" dendigi zaman, "Rahmn da neymis? Senin bize
emrettigine secde eder miyiz hiç?" derler ve bu emir onlarin nefretini artirir.
|
Ayah 25:61 الأية
تَبَارَكَ الَّذِي جَعَلَ فِي السَّمَاءِ بُرُوجًا وَجَعَلَ فِيهَا سِرَاجًا
وَقَمَرًا مُّنِيرًا
Tabaraka allathee jaAAala feeassama-i buroojan wajaAAala feeha sirajanwaqamaran
muneera
Turkish
Gökte burçlari var eden, onlarin içinde bir kandil (günes) ve nurlu bir ay
barindiran Allah, yüceler yücesidir.
|
Ayah 25:62 الأية
وَهُوَ الَّذِي جَعَلَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ خِلْفَةً لِّمَنْ أَرَادَ أَن
يَذَّكَّرَ أَوْ أَرَادَ شُكُورًا
Wahuwa allathee jaAAala allayla wannaharakhilfatan liman arada an yaththakkara
aw aradashukoora
Turkish
Ibret almak veya sükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri
ardinca getiren O'dur.
|
Ayah 25:63 الأية
وَعِبَادُ الرَّحْمَٰنِ الَّذِينَ يَمْشُونَ عَلَى الْأَرْضِ هَوْنًا وَإِذَا
خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَامًا
WaAAibadu arrahmaniallatheena yamshoona AAala al-ardi hawnanwa-itha khatabahumu
aljahiloona qaloosalama
Turkish
O çok merhametli Allah'in (has) kullari onlardir ki, yeryüzünde tevazu ile
yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attigi zaman (incitmeksizin) "selam"
derler (geçerler).
|
Ayah 25:64 الأية
وَالَّذِينَ يَبِيتُونَ لِرَبِّهِمْ سُجَّدًا وَقِيَامًا
Wallatheena yabeetoonalirabbihim sujjadan waqiyama
Turkish
Ve onlar ki, Rablerine secdeler ve kiyamlar ederek yatarlar.
|
Ayah 25:65 الأية
وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا اصْرِفْ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَ ۖ إِنَّ
عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا
Wallatheena yaqooloona rabbanaisrif AAanna AAathaba jahannama inna
AAathabahakana gharama
Turkish
Onlar ki, söyle derler: Cehennem azabini üzerimizden sav! Dogrusu onun azabi
geçici bir sey degildir.
|
Ayah 25:66 الأية
إِنَّهَا سَاءَتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا
Innaha saat mustaqarran wamuqama
Turkish
Orasi cidden ne kötü bir ugrak, ne kötü bir konaktir.
|
Ayah 25:67 الأية
وَالَّذِينَ إِذَا أَنفَقُوا لَمْ يُسْرِفُوا وَلَمْ يَقْتُرُوا وَكَانَ بَيْنَ
ذَٰلِكَ قَوَامًا
Wallatheena ithaanfaqoo lam yusrifoo walam yaqturoo wakana bayna thalikaqawama
Turkish
Ve onlar ki, harcadiklarinda ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasinda
orta bir yol tutarlar.
|
Ayah 25:68 الأية
وَالَّذِينَ لَا يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ وَلَا يَقْتُلُونَ
النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَا يَزْنُونَ ۚ وَمَن
يَفْعَلْ ذَٰلِكَ يَلْقَ أَثَامًا
Wallatheena layadAAoona maAAa Allahi ilahan akharawala yaqtuloona annafsa
allatee harrama Allahuilla bilhaqqi wala yaznoona wamanyafAAal thalika yalqa
athama
Turkish
Yine onlar ki, Allah ile beraber baska bir tanriya yalvarmazlar, Allah'in haram
kildigi cana haksiz yere kiymazlar ve zina etmezler. Bunlari yapan günahi(nin
cezasini) bulur.
|
Ayah 25:69 الأية
يُضَاعَفْ لَهُ الْعَذَابُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَيَخْلُدْ فِيهِ مُهَانًا
YudaAAaf lahu alAAathabu yawmaalqiyamati wayakhlud feehi muhana
Turkish
Kiyamet günü azabi kat kat olur ve orada alçaltilmis olarak temelli kalir.
|
Ayah 25:70 الأية
إِلَّا مَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ عَمَلًا صَالِحًا فَأُولَٰئِكَ يُبَدِّلُ
اللَّهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ ۗ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا
Illa man taba waamanawaAAamila AAamalan salihan faola-ikayubaddilu Allahu
sayyi-atihim hasanatinwakana Allahu ghafooran raheema
Turkish
Ancak tevbe ve iman edip iyi davranislarda bulunanlar baska; Allah onlarin
kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bagislayicidir, engin merhamet
sahibidir.
|
Ayah 25:71 الأية
وَمَن تَابَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَإِنَّهُ يَتُوبُ إِلَى اللَّهِ مَتَابًا
Waman taba waAAamila salihanfa-innahu yatoobu ila Allahi mataba
Turkish
Ve her kim tevbe edip iyi davranis gösterirse, süphesiz o, tevbesi kabul edilmis
olarak Allah'a döner.
|
Ayah 25:72 الأية
وَالَّذِينَ لَا يَشْهَدُونَ الزُّورَ وَإِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا
كِرَامًا
Wallatheena layashhadoona azzoora wa-itha marroo billaghwimarroo kirama
Turkish
Ve onlar ki, yalan sahitlik etmezler, bos bir seye rastladiklari zaman vakar ile
(oradan) geçip giderler.
|
Ayah 25:73 الأية
وَالَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ لَمْ يَخِرُّوا عَلَيْهَا صُمًّا
وَعُمْيَانًا
Wallatheena itha thukkiroobi-ayati rabbihim lam yakhirroo AAalayha
summanwaAAumyana
Turkish
Kendilerine Rablerinin yetleri hatirlatildiginda ise, onlara karsi sagir ve kör
davranmazlar.
|
Ayah 25:74 الأية
وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا
قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا
Wallatheena yaqooloona rabbanahab lana min azwajina wathurriyyatinaqurrata
aAAyunin wajAAalna lilmuttaqeena imama
Turkish
Ve onlar ki: "Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydinlatacak esler ve zürriyetler
bagisla ve bizi takva sahiplerine önder kil" derler.
|
Ayah 25:75 الأية
أُولَٰئِكَ يُجْزَوْنَ الْغُرْفَةَ بِمَا صَبَرُوا وَيُلَقَّوْنَ فِيهَا تَحِيَّةً
وَسَلَامًا
Ola-ika yujzawna alghurfata bimasabaroo wayulaqqawna feeha tahiyyatan wasalama
Turkish
Iste onlar, sabretmelerine karsilik cennetin en yüksek makamlari ile
mükafatlandirilacaklar, orada hürmet ve selamla karsilanacaklardir.
|
Ayah 25:76 الأية
خَالِدِينَ فِيهَا ۚ حَسُنَتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا
Khalideena feeha hasunatmustaqarran wamuqama
Turkish
Orada ebedî kalacaklar, orasi ne güzel bir konak ve ne güzel bir makamdir.
|
Ayah 25:77 الأية
قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ ۖ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ
فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا
Qul ma yaAAbao bikum rabbee lawladuAAaokum faqad kaththabtum fasawfa yakoonu
lizama
Turkish
(Resulüm!) De ki: "Rabbim size ne kiymet verir duaniz olmasa? (Ey inkrcilar!
Size bildirdiklerini) kesinkes yalan saydiniz; o halde azab yakanizi
birakmayacaktir!
|
©
EsinIslam.Com Designed & produced by The Awqaf London. Please pray for us
|