First Ayah 1 الأية الأوليبِسْم ِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
حم
Ha-meem
Turkish
(1-2) H, mîm, ayn, sîn, kaf.
|
Ayah 42:2 الأية
عسق
AAayn-seen-qaf
Turkish
(1-2) H, mîm, ayn, sîn, kaf.
|
Ayah 42:3 الأية
كَذَٰلِكَ يُوحِي إِلَيْكَ وَإِلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكَ اللَّهُ الْعَزِيزُ
الْحَكِيمُ
Kathalika yoohee ilayka wa-ilaallatheena min qablika Allahu alAAazeezu alhakeem
Turkish
Ey Muhammed! Çok güçlü hüküm ve hikmet sahibi olan Allah sana da senden
öncekilere de böylece vahyeder.
|
Ayah 42:4 الأية
لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۖ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
Lahu ma fee assamawatiwama fee al-ardi wahuwa alAAaliyyu alAAatheem
Turkish
Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O'nundur. O çok yücedir, çok büyüktür.
|
Ayah 42:5 الأية
تَكَادُ السَّمَاوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِن فَوْقِهِنَّ ۚ وَالْمَلَائِكَةُ
يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِمَن فِي الْأَرْضِ ۗ أَلَا
إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
Takadu assamawatuyatafattarna min fawqihinna walmala-ikatuyusabbihoona bihamdi
rabbihim wayastaghfiroonaliman fee al-ardi ala inna Allaha huwaalghafooru
arraheem
Turkish
Nerde ise gökler O'nun azametinden t üstlerinden çatlayacak gibi titresiyorlar.
Melekler Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yeryüzünde bulunan kimseler için
magfiret diliyorlar. Iyi bilin ki Allah çok bagislayicidir, çok merhamet
edicidir.
|
Ayah 42:6 الأية
وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ أَوْلِيَاءَ اللَّهُ حَفِيظٌ عَلَيْهِمْ وَمَا
أَنتَ عَلَيْهِم بِوَكِيلٍ
Wallatheena ittakhathoomin doonihi awliyaa Allahu hafeethunAAalayhim wama anta
AAalayhim biwakeel
Turkish
Allah'tan baska dostlar edinenlere gelince, Allah onlarin üzerinde devamli bir
gözetleyicidir. Ama sen onlarin üzerinde bir vekil degilsin.
|
Ayah 42:7 الأية
وَكَذَٰلِكَ أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ قُرْآنًا عَرَبِيًّا لِّتُنذِرَ أُمَّ الْقُرَىٰ
وَمَنْ حَوْلَهَا وَتُنذِرَ يَوْمَ الْجَمْعِ لَا رَيْبَ فِيهِ ۚ فَرِيقٌ فِي
الْجَنَّةِ وَفَرِيقٌ فِي السَّعِيرِ
Wakathalika awhaynailayka qur-anan AAarabiyyan litunthira omma alqurawaman
hawlaha watunthira yawma aljamAAi larayba feehi fareequn fee aljannati
wafareequn fee assaAAeer
Turkish
Böylece biz sana Arapça bir Kur'n indirdik ki, sehirlerin anasi (olan Mekke)
halkini ve etrafindakileri uyarasin ve hakkinda hiç süphe olmayan kiyamet
gününün dehsetinden onlari korkutasin. Bir grup cennettedir, bir grup da
cehennemdedir.
|
Ayah 42:8 الأية
وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَجَعَلَهُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَلَٰكِن يُدْخِلُ مَن
يَشَاءُ فِي رَحْمَتِهِ ۚ وَالظَّالِمُونَ مَا لَهُم مِّن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ
Walaw shaa Allahu lajaAAalahumommatan wahidatan walakin yudkhilu man yashaofee
rahmatihi waththalimoonama lahum min waliyyin wala naseer
Turkish
Eger Allah dileseydi bütün insanlari bir tek ümmet yapardi. Fakat O yalniz
diledigini rahmetinin içine almaktadir. Zalimler için ne bir dost vardir, ne de
bir yardimci.
|
Ayah 42:9 الأية
أَمِ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ أَوْلِيَاءَ ۖ فَاللَّهُ هُوَ الْوَلِيُّ وَهُوَ
يُحْيِي الْمَوْتَىٰ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Ami ittakhathoo min doonihi awliyaafallahu huwa alwaliyyu wahuwa yuhyee
almawtawahuwa AAala kulli shay-in qadeer
Turkish
Yoksa onlar Allah'tan baska dostlar mi edindiler? Oysa asil dost Allah'tir.
Ölüleri diriltecek olan da O'dur. O'nun her seye gücü yeter.
|
Ayah 42:10 الأية
وَمَا اخْتَلَفْتُمْ فِيهِ مِن شَيْءٍ فَحُكْمُهُ إِلَى اللَّهِ ۚ ذَٰلِكُمُ
اللَّهُ رَبِّي عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ
Wama ikhtalaftum feehi min shay-in fahukmuhuila Allahi thalikumu Allahu
rabbeeAAalayhi tawakkaltu wa-ilayhi oneeb
Turkish
Hakkinda ihtilafa düstügünüz herhangi bir seyin hükmü Allah'a aittir. Iste benim
Rabbim olan Allah budur. Ben yalniz O'na güvendim ve yalniz O'na yöneliyorum.
|
Ayah 42:11 الأية
فَاطِرُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ جَعَلَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا
وَمِنَ الْأَنْعَامِ أَزْوَاجًا ۖ يَذْرَؤُكُمْ فِيهِ ۚ لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ ۖ
وَهُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ
Fatiru assamawatiwal-ardi jaAAala lakum min anfusikum azwajanwamina al-anAAami
azwajan yathraokum feehilaysa kamithlihi shay-on wahuwa assameeAAu albaseer
Turkish
O göklerin ve yerin yaraticisidir. O sizin için kendi nefsinizden esler ve
hayvanlardan da çiftler yaratmistir. O, sizi bu düzen içerisinde üretip
çogaltiyor. O'nun benzeri olan hiçbir sey yoktur. O, her seyi isitir ve görür.
|
Ayah 42:12 الأية
لَهُ مَقَالِيدُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۖ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَن يَشَاءُ
وَيَقْدِرُ ۚ إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Lahu maqaleedu assamawatiwal-ardi yabsutu arrizqa liman yashaowayaqdiru innahu
bikulli shay-in AAaleem
Turkish
Göklerin ve yerin kilitleri O'na aittir. O diledigine rizki genisletir ve
daraltir. Süphesiz ki O, her seyi hakkiyla bilir.
|
Ayah 42:13 الأية
شَرَعَ لَكُم مِّنَ الدِّينِ مَا وَصَّىٰ بِهِ نُوحًا وَالَّذِي أَوْحَيْنَا
إِلَيْكَ وَمَا وَصَّيْنَا بِهِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَىٰ وَعِيسَىٰ ۖ أَنْ أَقِيمُوا
الدِّينَ وَلَا تَتَفَرَّقُوا فِيهِ ۚ كَبُرَ عَلَى الْمُشْرِكِينَ مَا تَدْعُوهُمْ
إِلَيْهِ ۚ اللَّهُ يَجْتَبِي إِلَيْهِ مَن يَشَاءُ وَيَهْدِي إِلَيْهِ مَن يُنِيبُ
SharaAAa lakum mina addeeni mawassa bihi noohan wallathee awhaynailayka wama
wassayna bihi ibraheemawamoosa waAAeesa an aqeemoo addeena walatatafarraqoo
feehi kabura AAala almushrikeena matadAAoohum ilayhi Allahu yajtabee ilayhi man
yashaowayahdee ilayhi man yuneeb
Turkish
Allah dinden Nuh'a tavsiye buyurdugu seyi sizin için de bir kanun yapti ve (Ey
Muhammed!) sana vahyettigimizi, Ibrahim'e, Musa'ya ve Isa'ya tavsiye
buyurdugumuzu da seriat kildi. Söyle ki: Dini dogru tutun ve onda ayriliga
düsmeyin. Fakat senin kendilerini davet ettigin sey, müsriklere agir geldi.
Allah diledigini kendine seçer ve kendisine yöneleni de dogru yola iletir.
|
Ayah 42:14 الأية
وَمَا تَفَرَّقُوا إِلَّا مِن بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ ۚ
وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ إِلَىٰ أَجَلٍ مُّسَمًّى لَّقُضِيَ
بَيْنَهُمْ ۚ وَإِنَّ الَّذِينَ أُورِثُوا الْكِتَابَ مِن بَعْدِهِمْ لَفِي شَكٍّ
مِّنْهُ مُرِيبٍ
Wama tafarraqoo illa minbaAAdi ma jaahumu alAAilmu baghyan baynahum
walawlakalimatun sabaqat min rabbika ila ajalin musamman laqudiyabaynahum
wa-inna allatheena oorithoo alkitaba minbaAAdihim lafee shakkin minhu mureeb
Turkish
Onlar kendilerine bilgi geldikten sonra, ancak aralarindaki, çekememezlik
yüzünden ayriliga düstüler. Eger Rabbin tarafindan azabin ertelendigine dair bir
söz geçmemis olsaydi aralarinda mutlaka hüküm verilirdi. Kendilerinden sonra
Kitab'a vris kilinan kitap ehli de Kur'n hakkinda bir süphe ve tereddüt
içindedirler.
|
Ayah 42:15 الأية
فَلِذَٰلِكَ فَادْعُ ۖ وَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ ۖ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ
ۖ وَقُلْ آمَنتُ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ مِن كِتَابٍ ۖ وَأُمِرْتُ لِأَعْدِلَ
بَيْنَكُمُ ۖ اللَّهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ ۖ لَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ
أَعْمَالُكُمْ ۖ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ ۖ اللَّهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَا
ۖ وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ
Falithalika fadAAu wastaqimkama omirta wala tattabiAA ahwaahum waqul amantubima
anzala Allahu min kitabin waomirtuli-aAAdila baynakum Allahu rabbuna warabbukum
lanaaAAmaluna walakum aAAmalukum la hujjatabaynana wabaynakumu Allahu yajmaAAu
baynanawa-ilayhi almaseer
Turkish
Ey Muhammed! Iste bunun için insanlari tevhide davet et ve sana emredildigi gibi
dosdogru ol. Onlarin keyiflerine uyma ve de ki: "Ben Allah'in kitaptan
indirdigine inandim ve bana aranizda adaleti gerçeklestirmem emredildi. Allah
bizim de rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptiklarimiz bize, sizin
yaptiklariniz da size aittir. Sizinle bizim aramizda hiçbir tartismaya yer
yoktur. Allah hepimizi biraraya toplayacaktir. Dönüs yalniz O'nadir.
|
Ayah 42:16 الأية
وَالَّذِينَ يُحَاجُّونَ فِي اللَّهِ مِن بَعْدِ مَا اسْتُجِيبَ لَهُ حُجَّتُهُمْ
دَاحِضَةٌ عِندَ رَبِّهِمْ وَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ
Wallatheena yuhajjoonafee Allahi min baAAdi ma istujeeba lahu
hujjatuhumdahidatun AAinda rabbihim waAAalayhim ghadabunwalahum AAathabun
shadeed
Turkish
Allah'in davetine uyulduktan sonra, hl O'nun dini hakkinda mücadele edenlerin,
getirdikleri deliller Rableri yaninda batildir. Onlarin üzerinde bir gazab ve
kendileri için siddetli bir azab vardir.
|
Ayah 42:17 الأية
اللَّهُ الَّذِي أَنزَلَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ وَالْمِيزَانَ ۗ وَمَا يُدْرِيكَ
لَعَلَّ السَّاعَةَ قَرِيبٌ
Allahu allathee anzala alkitababilhaqqi walmeezani wamayudreeka laAAalla
assaAAata qareeb
Turkish
Bu kitabi ve ölçüyü hakla indiren Allah'tir. Ne bilirsin, belki de kiyamet saati
yakindir!
|
Ayah 42:18 الأية
يَسْتَعْجِلُ بِهَا الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِهَا ۖ وَالَّذِينَ آمَنُوا
مُشْفِقُونَ مِنْهَا وَيَعْلَمُونَ أَنَّهَا الْحَقُّ ۗ أَلَا إِنَّ الَّذِينَ
يُمَارُونَ فِي السَّاعَةِ لَفِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ
YastaAAjilu biha allatheena layu/minoona biha wallatheena amanoomushfiqoona
minha wayaAAlamoona annaha alhaqquala inna allatheena yumaroona fee
assaAAatilafee dalalin baAAeed
Turkish
O'na inanmayanlar kiyametin çabuk gelmesini istiyorlar. Inananlar ise O'ndan
korkarlar ve O'nun hak oldugunu bilirler. Iyi bilin ki, kiyamet saati hakkinda
tartisanlar derin bir sapiklik içindedirler.
|
Ayah 42:19 الأية
اللَّهُ لَطِيفٌ بِعِبَادِهِ يَرْزُقُ مَن يَشَاءُ ۖ وَهُوَ الْقَوِيُّ الْعَزِيزُ
Allahu lateefun biAAibadihiyarzuqu man yashao wahuwa alqawiyyu alAAazeez
Turkish
Allah kullarina çok lütufkrdir. Diledigine rizik verir. O çok kuvvetlidir, çok
güçlüdür.
|
Ayah 42:20 الأية
مَن كَانَ يُرِيدُ حَرْثَ الْآخِرَةِ نَزِدْ لَهُ فِي حَرْثِهِ ۖ وَمَن كَانَ
يُرِيدُ حَرْثَ الدُّنْيَا نُؤْتِهِ مِنْهَا وَمَا لَهُ فِي الْآخِرَةِ مِن
نَّصِيبٍ
Man kana yureedu hartha al-akhiratinazid lahu fee harthihi waman kana yureedu
harthaaddunya nu/tihi minha wama lahu feeal-akhirati min naseeb
Turkish
Her kim ahiret kazancini isterse, biz onun kazancini artiririz, her kim de dünya
kazancini isterse ona da ondan veririz, ama onun ahirette hiçbir nasibi yoktur.
|
Ayah 42:21 الأية
أَمْ لَهُمْ شُرَكَاءُ شَرَعُوا لَهُم مِّنَ الدِّينِ مَا لَمْ يَأْذَن بِهِ
اللَّهُ ۚ وَلَوْلَا كَلِمَةُ الْفَصْلِ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ ۗ وَإِنَّ
الظَّالِمِينَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Am lahum shurakao sharaAAoo lahummina addeeni ma lam ya/than bihi Allahuwalawla
kalimatu alfasli laqudiya baynahumwa-inna aththalimeena lahum AAathabunaleem
Turkish
Yoksa onlarin, Allah'in dinde izin vermedigi seyi kendilerine mesru kilacak
ortaklari mi vardir? Eger azabin ertelenmesine dair kesin yargi sözü olmasaydi,
aralarinda hemen hüküm verilir, isleri bitirilirdi. Gerçekten zalimler için aci
bir azab vardir.
|
Ayah 42:22 الأية
تَرَى الظَّالِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا كَسَبُوا وَهُوَ وَاقِعٌ بِهِمْ ۗ
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فِي رَوْضَاتِ الْجَنَّاتِ ۖ لَهُم
مَّا يَشَاءُونَ عِندَ رَبِّهِمْ ۚ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ
Tara aththalimeenamushfiqeena mimma kasaboo wahuwa waqiAAun bihim
wallatheenaamanoo waAAamiloo assalihati fee rawdatialjannati lahum ma yashaoona
AAinda rabbihimthalika huwa alfadlu alkabeer
Turkish
Sen kiyamet günü kazandiklari seyin cezasi baslarina gelirken zalimlerin
korkudan titrediklerini görürsün. Iman edip salih amel isleyenler ise cennet
bahçelerindedirler. Rablerinin yaninda onlar için istedikleri her sey vardir.
Iste büyük lütuf budur.
|
Ayah 42:23 الأية
ذَٰلِكَ الَّذِي يُبَشِّرُ اللَّهُ عِبَادَهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا
الصَّالِحَاتِ ۗ قُل لَّا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِلَّا الْمَوَدَّةَ فِي
الْقُرْبَىٰ ۗ وَمَن يَقْتَرِفْ حَسَنَةً نَّزِدْ لَهُ فِيهَا حُسْنًا ۚ إِنَّ
اللَّهَ غَفُورٌ شَكُورٌ
Thalika allathee yubashshiruAllahu AAibadahu allatheena amanoowaAAamiloo
assalihati qul laas-alukum AAalayhi ajran illa almawaddata fee alqurbawaman
yaqtarif hasanatan nazid lahu feeha husnaninna Allaha ghafoorun shakoor
Turkish
Iste Allah iman edip salih amel isleyen kullarini bununla müjdeler. Ey Muhammed!
De ki: "Ben bu tebligime karsi sizden akrabalikta sevgiden baska hiçbir ücret
istemiyorum." Her kim bir iyilik yaparsa biz onun iyiligini artiririz. Süphesiz
ki Allah çok bagislayicidir, sükrün karsiligini verir.
|
Ayah 42:24 الأية
أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا ۖ فَإِن يَشَإِ اللَّهُ يَخْتِمْ
عَلَىٰ قَلْبِكَ ۗ وَيَمْحُ اللَّهُ الْبَاطِلَ وَيُحِقُّ الْحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ ۚ
إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Am yaqooloona iftara AAala Allahikathiban fa-in yasha-i Allahu yakhtim
AAalaqalbika wayamhu Allahu albatila wayuhiqqualhaqqa bikalimatihi innahu
AAaleemun bithatiassudoor
Turkish
Yoksa onlar, senin hakkinda: "Allah'a karsi yalan uydurdu." mu diyorlar? Eger
Allah dilerse senin de kalbini mühürler; batili yok eder ve sözleriyle hakki
gerçeklestirir. Süphesiz ki O kalplerde bulunan seyleri hakkiyla bilir.
|
Ayah 42:25 الأية
وَهُوَ الَّذِي يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَعْفُو عَنِ السَّيِّئَاتِ
وَيَعْلَمُ مَا تَفْعَلُونَ
Wahuwa allathee yaqbalu attawbataAAan AAibadihi wayaAAfoo AAani
assayyi-atiwayaAAlamu ma tafAAaloon
Turkish
Kullarinin tevbesini kabul eden, kötülükleri affeden ve sizin yaptiklarinizi
bilen O'dur.
|
Ayah 42:26 الأية
وَيَسْتَجِيبُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَيَزِيدُهُم مِّن
فَضْلِهِ ۚ وَالْكَافِرُونَ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ
Wayastajeebu allatheena amanoowaAAamiloo assalihati wayazeeduhum min
fadlihiwalkafiroona lahum AAathabun shadeed
Turkish
Allah iman edip, salih amel isleyenlerin tevbesini kabul eder, onlara lütfundan
daha fazlasini verir. Kfirler için ise siddetli bir azap vardir.
|
Ayah 42:27 الأية
وَلَوْ بَسَطَ اللَّهُ الرِّزْقَ لِعِبَادِهِ لَبَغَوْا فِي الْأَرْضِ وَلَٰكِن
يُنَزِّلُ بِقَدَرٍ مَّا يَشَاءُ ۚ إِنَّهُ بِعِبَادِهِ خَبِيرٌ بَصِيرٌ
Walaw basata Allahu arrizqaliAAibadihi labaghaw fee al-ardi walakinyunazzilu
biqadarin ma yashao innahu biAAibadihikhabeerun baseer
Turkish
Eger Allah rizki kullarina bol bol verseydi, mutlaka yeryüzünde azginlik
ederlerdi. Fakat O diledigini belli bir ölçüye göre indiriyor. Süphesiz ki O,
kullarindan haberdardir, onlari hakkiyla görür.
|
Ayah 42:28 الأية
وَهُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ الْغَيْثَ مِن بَعْدِ مَا قَنَطُوا وَيَنشُرُ رَحْمَتَهُ
ۚ وَهُوَ الْوَلِيُّ الْحَمِيدُ
Wahuwa allathee yunazzilu alghaythamin baAAdi ma qanatoo wayanshuru
rahmatahuwahuwa alwaliyyu alhameed
Turkish
Insanlar ümitlerini kestikten sonra yagmuru indiren ve rahmetini her tarafa
yayan O'dur. Övülmeye layik olan gerçek dost O'dur.
|
Ayah 42:29 الأية
وَمِنْ آيَاتِهِ خَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَثَّ فِيهِمَا مِن
دَابَّةٍ ۚ وَهُوَ عَلَىٰ جَمْعِهِمْ إِذَا يَشَاءُ قَدِيرٌ
Wamin ayatihi khalqu assamawatiwal-ardi wama baththa feehima min dabbatinwahuwa
AAala jamAAihim itha yashao qadeer
Turkish
Gökleri yeri ve her ikisinde yaydigi canlilari yaratmasi da Allah'in kudretinin
delillerindendir. O'nun diledigi zaman onlari biraraya toplamaya da gücü yeter.
|
Ayah 42:30 الأية
وَمَا أَصَابَكُم مِّن مُّصِيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ أَيْدِيكُمْ وَيَعْفُو عَن
كَثِيرٍ
Wama asabakum min museebatinfabima kasabat aydeekum wayaAAfoo AAan katheer
Turkish
Basiniza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle kazandiklariniz
yüzündendir. Bununla beraber Allah yine de çogunu affeder.
|
Ayah 42:31 الأية
وَمَا أَنتُم بِمُعْجِزِينَ فِي الْأَرْضِ ۖ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللَّهِ مِن
وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ
Wama antum bimuAAjizeena fee al-ardiwama lakum min dooni Allahi min waliyyin
walanaseer
Turkish
Siz yeryüzünde (O'nu) aciz birakamazsiniz. Sizin Allah'tan baska bir dostunuz ve
yardimciniz da yoktur.
|
Ayah 42:32 الأية
وَمِنْ آيَاتِهِ الْجَوَارِ فِي الْبَحْرِ كَالْأَعْلَامِ
Wamin ayatihi aljawarifee albahri kal-aAAlam
Turkish
Denizlerde yüce daglar gibi gemilerin yürümesi de O'nun kudretinin
delillerindendir.
|
Ayah 42:33 الأية
إِن يَشَأْ يُسْكِنِ الرِّيحَ فَيَظْلَلْنَ رَوَاكِدَ عَلَىٰ ظَهْرِهِ ۚ إِنَّ فِي
ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ
In yasha/ yuskini arreehafayathlalna rawakida AAala thahrihiinna fee thalika
laayatin likulli sabbarinshakoor
Turkish
Eger O dilerse rüzgari durdurur da yelkenle giden gemiler denizin üzerinde
duruverirler. Süphesiz ki bunda sabirli olan ve çok sükreden kimseler için nice
ibretler vardir.
|
Ayah 42:34 الأية
أَوْ يُوبِقْهُنَّ بِمَا كَسَبُوا وَيَعْفُ عَن كَثِيرٍ
Aw yoobiqhunna bima kasaboo wayaAAfuAAan katheer
Turkish
Yahut da Allah kazandiklari günahlar yüzünden onlari helk eder ve birçogunu da
bagislar.
|
Ayah 42:35 الأية
وَيَعْلَمَ الَّذِينَ يُجَادِلُونَ فِي آيَاتِنَا مَا لَهُم مِّن مَّحِيصٍ
WayaAAlama allatheena yujadiloonafee ayatina ma lahum min mahees
Turkish
yetlerimiz hakkinda mücadele edenler bilsinler ki kendileri için kaçacak bir
yer yoktur.
|
Ayah 42:36 الأية
فَمَا أُوتِيتُم مِّن شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَمَا عِندَ
اللَّهِ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ لِلَّذِينَ آمَنُوا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
Fama ooteetum min shay-in famataAAualhayati addunya wama AAindaAllahi khayrun
waabqa lillatheena amanoowaAAala rabbihim yatawakkaloon
Turkish
Size verilen herhangi bir sey sadece dünya hayatinin geçici bir menfaatidir.
Allah katinda bulunanlar ise iman edip sadece Rablerine güvenen kimseler için
daha hayirli ve daha kalicidir.
|
Ayah 42:37 الأية
وَالَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ وَإِذَا مَا
غَضِبُوا هُمْ يَغْفِرُونَ
Wallatheena yajtaniboona kaba-iraal-ithmi walfawahisha wa-itha ma ghadiboohum
yaghfiroon
Turkish
O iman edenler, büyük günahlardan ve hayasizliktan kaçinirlar. Onlar
öfkelendikleri zaman da kusurlari bagislarlar.
|
Ayah 42:38 الأية
وَالَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَمْرُهُمْ شُورَىٰ
بَيْنَهُمْ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ
Wallatheena istajaboolirabbihim waaqamoo assalatawaamruhum shoora baynahum
wamimma razaqnahumyunfiqoon
Turkish
Onlar, Rablerinin davetini kabul ederler ve namazi dosdogru kilarlar. Onlarin
isleri de kendi aralarinda bir istisare iledir. Kendilerine verdigimiz riziktan
onlar Allah yolunda harcarlar.
|
Ayah 42:39 الأية
وَالَّذِينَ إِذَا أَصَابَهُمُ الْبَغْيُ هُمْ يَنتَصِرُونَ
Wallatheena itha asabahumualbaghyu hum yantasiroon
Turkish
Onlar, bir zulüm ve saldiriya ugradiklari zaman birbirleriyle yardimlasirlar.
|
Ayah 42:40 الأية
وَجَزَاءُ سَيِّئَةٍ سَيِّئَةٌ مِّثْلُهَا ۖ فَمَنْ عَفَا وَأَصْلَحَ فَأَجْرُهُ
عَلَى اللَّهِ ۚ إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِمِينَ
Wajazao sayyi-atin sayyi-atun mithluhafaman AAafa waaslaha faajruhu AAalaAllahi
innahu la yuhibbu aththalimeen
Turkish
Bir kötülügün cezasi yine onun gibi bir kötülüktür, ama kim affeder, bagislarsa
onun mükafati Allah'a aittir. Süphesiz ki Allah, zalimleri sevmez.
|
Ayah 42:41 الأية
وَلَمَنِ انتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِهِ فَأُولَٰئِكَ مَا عَلَيْهِم مِّن سَبِيلٍ
Walamani intasara baAAda thulmihifaola-ika ma AAalayhim min sabeel
Turkish
Zulme ugradiktan sonra hakkini alan kimseye gelince, iste onlarin aleyhinde ceza
vermek için herhangi bir yol yoktur.
|
Ayah 42:42 الأية
إِنَّمَا السَّبِيلُ عَلَى الَّذِينَ يَظْلِمُونَ النَّاسَ وَيَبْغُونَ فِي
الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ ۚ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Innama assabeelu AAalaallatheena yathlimoona annasawayabghoona fee al-ardi
bighayri alhaqqi ola-ikalahum AAathabun aleem
Turkish
Yol ancak insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksiz yere taskinlik edenler
aleyhinedir. Iste onlar için aci bir azap vardir.
|
Ayah 42:43 الأية
وَلَمَن صَبَرَ وَغَفَرَ إِنَّ ذَٰلِكَ لَمِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ
Walaman sabara waghafara inna thalikalamin AAazmi al-omoor
Turkish
Her kim de sabreder ve kusuru bagislarsa, iste bu elbette azmedilecek
islerdendir.
|
Ayah 42:44 الأية
وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن وَلِيٍّ مِّن بَعْدِهِ ۗ وَتَرَى
الظَّالِمِينَ لَمَّا رَأَوُا الْعَذَابَ يَقُولُونَ هَلْ إِلَىٰ مَرَدٍّ مِّن
سَبِيلٍ
Waman yudlili Allahu famalahu min waliyyin min baAAdihi watara
aththalimeenalamma raawoo alAAathaba yaqooloona hal ilamaraddin min sabeel
Turkish
Allah kimi saptirirsa artik bundan sonra onun için hiçbir dost yoktur. Sen,
azabi gördüklerinde zalimlerin: "Acaba dönecek bir yol var midir?" dediklerini
görürsün.
|
Ayah 42:45 الأية
وَتَرَاهُمْ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا خَاشِعِينَ مِنَ الذُّلِّ يَنظُرُونَ مِن طَرْفٍ
خَفِيٍّ ۗ وَقَالَ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ الْخَاسِرِينَ الَّذِينَ خَسِرُوا
أَنفُسَهُمْ وَأَهْلِيهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۗ أَلَا إِنَّ الظَّالِمِينَ فِي
عَذَابٍ مُّقِيمٍ
Watarahum yuAAradoona AAalayhakhashiAAeena mina aththulli yanthuroonamin tarfin
khafiyyin waqala allatheena amanooinna alkhasireena allatheena khasiroo
anfusahumwaahleehim yawma alqiyamati ala inna aththalimeenafee AAathabin muqeem
Turkish
Sen, onlarin asagiliktan dolayi baslari öne egilmis, göz ucuyla gizli gizli
etrafa bakarlarken atese sunulduklarini görürsün, iman edenler de: "Gerçekten
zarara ugrayanlar hem kendilerine hem de ailelerine kiyamet günü yazik etmis
olan kimselerdir." diyeceklerdir. Iyi bilin ki zalimler devamli bir azap
içerisindedirler.
|
Ayah 42:46 الأية
وَمَا كَانَ لَهُم مِّنْ أَوْلِيَاءَ يَنصُرُونَهُم مِّن دُونِ اللَّهِ ۗ وَمَن
يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن سَبِيلٍ
Wama kana lahum min awliyaayansuroonahum min dooni Allahi waman yudliliAllahu
fama lahu min sabeel
Turkish
Onlarin Allah'tan baska kendilerine yardim edecek hiçbir dostlari yoktur. Allah
kimi saptirirsa, artik onun için çikar bir yol yoktur.
|
Ayah 42:47 الأية
اسْتَجِيبُوا لِرَبِّكُم مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِيَ يَوْمٌ لَّا مَرَدَّ لَهُ مِنَ
اللَّهِ ۚ مَا لَكُم مِّن مَّلْجَإٍ يَوْمَئِذٍ وَمَا لَكُم مِّن نَّكِيرٍ
Istajeeboo lirabbikum min qabli an ya/tiyayawmun la maradda lahu mina Allahi ma
lakummin malja-in yawma-ithin wama lakum min nakeer
Turkish
Allah tarafindan, geri çevrilemeyecek kiyamet günü gelmeden önce, Rabbinizin
davetine uyun, çünkü o gün, sizin için siginacak bir yer yoktur ve siz inkr da
edemezsiniz.
|
Ayah 42:48 الأية
فَإِنْ أَعْرَضُوا فَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا ۖ إِنْ عَلَيْكَ إِلَّا
الْبَلَاغُ ۗ وَإِنَّا إِذَا أَذَقْنَا الْإِنسَانَ مِنَّا رَحْمَةً فَرِحَ بِهَا ۖ
وَإِن تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ فَإِنَّ الْإِنسَانَ
كَفُورٌ
Fa-in aAAradoo fama arsalnakaAAalayhim hafeethan in AAalayka illaalbalaghu
wa-inna itha athaqnaal-insana minna rahmatan fariha bihawa-in tusibhum
sayyi-atun bima qaddamat aydeehimfa-inna al-insana kafoor
Turkish
Ey Muhammed! Eger onlar yüz çevirirlerse bilsinler ki, biz seni onlarin üzerine
bir bekçi olarak göndermedik. Sana düsen sadece tebligdir. Gerçekten biz insana
tarafimizdan bir rahmet tattirirsak ona sevinir, ama elleriyle yaptiklari
yüzünden kendilerine bir kötülük isabet ederse, o zaman görürsün ki insan çok
nankördür.
|
Ayah 42:49 الأية
لِّلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ ۚ يَهَبُ لِمَن
يَشَاءُ إِنَاثًا وَيَهَبُ لِمَن يَشَاءُ الذُّكُورَ
Lillahi mulku assamawatiwal-ardi yakhluqu ma yashao yahabuliman yashao inathan
wayahabu liman yashao aththukoor
Turkish
Göklerin ve yerin hükümranligi yalniz Allah'a aittir. O diledigini yaratir,
diledigine kiz çocuk, diledigine de erkek çocuk bahseder.
|
Ayah 42:50 الأية
أَوْ يُزَوِّجُهُمْ ذُكْرَانًا وَإِنَاثًا ۖ وَيَجْعَلُ مَن يَشَاءُ عَقِيمًا ۚ
إِنَّهُ عَلِيمٌ قَدِيرٌ
Aw yuzawwijuhum thukrananwa-inathan wayajAAalu man yashao AAaqeeman
innahuAAaleemun qadeer
Turkish
Yahut Allah onlari erkek ve kiz olmak üzere çift verir, diledigini de kisir
yapar. Süphesiz ki O her seyi bilir. O'nun her seye gücü yeter.
|
Ayah 42:51 الأية
وَمَا كَانَ لِبَشَرٍ أَن يُكَلِّمَهُ اللَّهُ إِلَّا وَحْيًا أَوْ مِن وَرَاءِ
حِجَابٍ أَوْ يُرْسِلَ رَسُولًا فَيُوحِيَ بِإِذْنِهِ مَا يَشَاءُ ۚ إِنَّهُ
عَلِيٌّ حَكِيمٌ
Wama kana libasharin anyukallimahu Allahu illa wahyan aw min wara-ihijabin aw
yursila rasoolan fayoohiya bi-ithnihima yashao innahu AAaliyyun hakeem
Turkish
Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasindan konusur. Yahut da
bir elçi gönderir de izniyle ona diledigini vahyeder. Süphesiz ki O çok yücedir,
hüküm ve hikmet sahibidir.
|
Ayah 42:52 الأية
وَكَذَٰلِكَ أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ رُوحًا مِّنْ أَمْرِنَا ۚ مَا كُنتَ تَدْرِي مَا
الْكِتَابُ وَلَا الْإِيمَانُ وَلَٰكِن جَعَلْنَاهُ نُورًا نَّهْدِي بِهِ مَن
نَّشَاءُ مِنْ عِبَادِنَا ۚ وَإِنَّكَ لَتَهْدِي إِلَىٰ صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
Wakathalika awhaynailayka roohan min amrina ma kunta tadree maalkitabu wala
al-eemanu walakinjaAAalnahu nooran nahdee bihi man nashao min AAibadinawa-innaka
latahdee ila siratin mustaqeem
Turkish
Iste biz böylece sana da emrimizden Kur'n'i vahyettik. Yoksa sen kitap nedir?
Iman nedir? bilmiyordun. Fakat biz onu bir nur kildik. Onunla kullarimizdan
diledigimizi dogru yola iletiyoruz. Süphesiz ki sen de insanlari dogru bir yola
götürüyorsun.
|
Ayah 42:53 الأية
صِرَاطِ اللَّهِ الَّذِي لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۗ أَلَا
إِلَى اللَّهِ تَصِيرُ الْأُمُورُ
Sirati Allahi allatheelahu ma fee assamawati wamafee al-ardi ala ila Allahi
taseerual-omoor
Turkish
Göklerde ve yerde bulunanlarin sahibi olan Allah'in yoluna götürüyorsun. Iyi
bilin ki bütün isler sonunda yalniz Allah'a dönecektir.
|
©
EsinIslam.Com Designed & produced by The Awqaf London. Please pray for us
|