Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan esini yaratip ikisinden bir
çok erkekler ve kadinlar üreten Rabbinizden korkun; kendi adina birbirinizden
dilekte bulundugunuz Allah'dan ve akrabalik (baglarini kirmak)tan sakinin.
Süphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.
Öksüzlere mallarini verin ve kötüsünü (onlara vererek) iyisiyle degistirmeyin.
Onlarin mallarini, kendi mallariniza karistirip yemeyin. Zira bu, büyük bir
günahtir.
Eger öksüz kizlarla evlendiginizde onlara karsi adaletli davranamamaktan
korkarsaniz, hosunuza giden diger kadinlardan iki, üç ve dörde kadar
evlenebilirsiniz. Eger adaleti gözetmemekten korkarsaniz, o zaman bir tane ile
veya elinizin altindakiyle (sahip oldugunuz criye ile) yetinin. Dogruluktan
ayrilmamak için bu daha elverislidir.
Evlenme çagina gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin. Onlarin akilca
olgunlastiklarini görürseniz, mallarini kendilerine teslim edin. "Büyüyecekler
de mallarina sahip olacaklar" endisesiyle onlari israf ederek, tez elden
yemeyin. Zengin olan, onlarin malini yemekten çekinsin. Fakir olan ise, mesrû
sûrette yesin. Mallarini kendilerine verdiginiz zaman, bunu sahitler karsisinda
yapin. Hesap görücü olarak Allah yeter.
Ana, baba ve akrabalarin miras olarak biraktiklarinda erkeklerin hissesi vardir.
Kadinlarin da ana, baba ve akrabalarin biraktiklarinda hisseleri vardir. Bunlar,
az olsun çok olsun, farz kilinmis bir hissedir.
Kendileri, geriye zayif çocuklar biraktiklari takdirde, onlarin geleceginden
endise duyacak olanlar, (yetimler hakkinda da ayni) endiseyi duysunlar,
Allah'dan sakinsinlar ve dogru söz söylesinler.
Allah size evlatlarinizin miras taksimini söyle emrediyor: Çocuklarinizda,
erkege iki kadin payi kadar, eger hepsi kadin olmak üzere ikiden de fazla
iseler, bunlara mirasin üçte ikisi ve eger bir tek kadin ise o zaman ona malin
yarisi vardir. Eger ölen, ana ve baba ile birlikte çocuklar da birakmissa ana
babanin her birine ölenin terekesinden altida bir; syet ölenin çocugu yok da,
mirasçi olarak ana ve babasi kalmissa, ananin payi üçte birdir. Eger ölenin
kardesleri varsa terekenin altida biri ananindir. Bu paylar, ölenin borçlari
ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir. Baba ve
çocuklardan, hangisinin size fayda bakimindan daha yakin oldugunu, siz
bilmezsiniz. Bütün bunlar Allah tarafindan farz kilinmistir. Süphesiz Allah
alîmdir, hakîmdir.
Eger hanimlarinizin çocuklari yoksa, biraktiklari mirasin yarisi sizindir. Syet
bir çocuklari varsa o zaman mirasin dörtte biri sizindir. Bu paylar, ölenin
vasiyeti yerine getirildikten ve varsa, borcu ödendikten sonra verilir. Eger siz
çocuk birakmadan ölürseniz, geriye biraktiginiz mirasin dörtte biri
hanimlarinizindir. Syet çocuklariniz varsa o zaman biraktiginiz mirasin sekizde
biri hanimlarinizindir. Bu paylar, yaptiginiz vasiyetler yerine getirilip ve
varsa borcunuz ödendikten sonra verilir. Eger ölen bir erkek veya kadinin çocugu
ve babasi bulunmadigi halde kelle olarak (yan koldan) mirasina konuluyor ve
kendisinin bir erkek veya kizkardesi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras
payi terekenin altida biridir. Eger mevcut olan kardesler bundan daha çok
iseler, bu takdirde kardesler mirasin üçte birini zarara ugratilmaksizin
aralarinda esit olarak taksim ederler. Bu paylar ölenin vasiyeti yerine
getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir. Bunlar, Allah tarafindan bir
emirdir. Allah her seyi bilen ve yarattiklarina çok yumusak davranandir.
Iste bütün bu hükümler, Allah'in koydugu hükümler ve çizdigi sinirlardir. Kim
Allah'a ve Peygamberine itat ederse Allah onu altlarindan irmaklar akan
cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardir. Iste büyük kurtulus
budur.
Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve Allah'in koydugu sinirlari asarsa
Allah onu da ebedî kalacagi cehennem atesine koyar. Onun için alçaltici bir azab
vardir.
Kadinlarinizdan zina edenlere karsi, içinizden dört sahit getirin. Eger onlar,
sahitlik yaparlarsa, bu kadinlari, ölüm alip götürünceye kadar veya Allah onlara
bir çikis yolu açincaya kadar evlerde hapsedin.
Sizlerden zina edenlerin her ikisine de eziyet edin. Eger onlar tevbe edip
kendilerini islah ederlerse onlardan vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden
ve çok merhamet edendir.
Ancak Allah'in kabul etmesini vaad buyurdugu tevbe, o kimseler içindir ki,
bilmeyerek günah isleyip hemen tevbe edenlerin tevbesidir. Iste Allah bunlarin
tevbelerini kabul eder. Allah alîmdir hakîmdir. (Her seyi bilendir, hikmet
sahibidir).
Yoksa günah isleyip de kendisine ölüm gelince: "Iste ben simdi tevbe ettim."
diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. Kfir olarak ölenlerin de tevbeleri
kabul edilmez. Iste bunlara ahirette can yakici bir azap hazirlamisizdir.
Ey iman edenler! Kadinlara zorla varis olmaniz size helal degildir. Verdiginiz
mehrin bir kismini kurtaracaksiniz diye, onlari sikistirmaniz da helal degildir.
Ancak açik bir hayasizlik yapmis olurlarsa baska. Onlarla iyi geçinin. Eger
kendilerinden hoslanmadinizsa, olabilir ki, siz bir seyden hoslanmasaniz da
Allah onda bir çok hayir takdir etmis bulunur.
Eger bir esi birakip da yerine diger bir es almak isterseniz, öncekine yüklerle
mehir vermis de bulunsaniz, ondan bir sey geri almayin. O mali bir iftira ve
açik bir günah isnadi yaparak geri alir misiniz?
Size sunlari nikahlamak haram kilindi: Anneleriniz, kizlariniz, kiz
kardesleriniz, halalariniz, teyzeleriniz, erkek ve kiz kardeslerinizin kizlari,
sizi emziren süt anneleriniz, süt kizkardesleriniz ve karilarinizin anneleri, ve
kendileri ile zifafa girdiginiz kadinlarinizdan olan ve evlerinizde bulunan üvey
kizlariniz. Eger üvey kizlarinizin anneleri ile zifafa girmemisseniz onlarla
evlenmenizde size bir günah yoktur. Sulbünüzden gelen (öz) ogullarinizin
hanimlari ile evlenmeniz ve iki kiz kardesi birlikte nikahlamaniz da haramdir.
Ancak cahiliyyet devrinde geçen geçmistir. Süphesiz ki Allah gafur (çok
bagislayici) ve çok merhamet edicidir.
Bir de harb esiri olarak sahibi bulundugunuz cariyeler müstesna, evli kadinlarla
evlenmeniz de size haram kilindi. Bütün bunlar Allah'in üzerinize farz kildigi
hükümlerdir. Bunlarin disinda kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin
mallarinizla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kilindi. O
halde onlardan nikah ile faydalanmaniza karsilik mehirlerini kendilerine verin
ki, bu farzdir. O mehri takdir edip kesinlestirdikten sonra birbirinizi razi
etmenizde bir mahzur yoktur. Süphesiz ki Allah her seyi çok iyi bilendir, hüküm
ve hikmet sahibidir.
Sizden her kim hür mümin kadinlari nikah edecek bir zenginlige gücü yetmiyorsa,
ona da ellerinizin altindaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rizasi ile
nikahlamak var. Allah sizin imaninizi daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O
halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle
cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin.
Evlendikten sonra bir fuhus yaparlarsa, o vakit hür kadinlar hakkinda gerekli
bulunan cezanin yarisi kendilerine lazim gelir. Bu hükümler, içinizden günah
islemekten korkanlaradir. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayirlidir. Allah
Gafûrdur, Rahimdir (çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir).
Allah, sizlere bilmediklerinizi bildirmek, sizden öncekilerin yollarini size
göstermek ve tevbenizi kabul etmek istiyor. Allah, her seyi çok iyi bilendir,
hüküm ve hikmet sahibidir.
Ey iman edenler! Mallarinizi aranizda haksizlikla yemeyin. Ancak kendi rizanizla
yaptiginiz ticaretle yemeniz helaldir. Birbirinizin canina kiymayin. Süphesiz
Allah, size karsi çok merhametlidir.
Bir de Allah'in baziniza, digerinden fazla verdigi seyleri temenni etmeyin.
Erkeklere hak ettiklerinden bir pay vardir. Kadinlara da kendi kazandiklarindan
bir pay vardir. Isteklerinizi Allah'in fazlindan ve kereminden isteyin.
Gerçekten Allah her seyi hakkiyla bilendir.
Anne, baba ve akrabalarin biraktiklari her sey için bir mirasçi tayin ettik.
Yemin akdiyle mirasçi kildiklarinizin paylarini da verin. Süphesiz Allah, her
seye sahittir.
Erkekler, kadin üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad,
imamet, miras gibi islerde) digerinden üstün yaratmistir. Bir de erkekler
mallarindan (aile fertlerine) harcamaktadirlar. Iyi kadinlar, itaatkar olanlar
ve Allah'in korunmasini emrettigi seyleri kocalarinin bulunmadigi zamanlarda da
koruyanlardir. Fenalik ve geçimsizliklerinden korktugunuz kadinlara gelince:
Önce kendilerine ögüt verin, yataklarindan ayrilin. Bunlar da fayda vermezse
dövün. Eger size itaat ederlerse kendilerini incitmeye baska bir bahane
aramayin. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.
Eger kari-koca arasinin açilmasindan endiseye düserseniz bir hakem erkegin
tarafindan, bir hakem de kadinin ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu
hakemler gerçekten baristirmak isterlerse, Allah kari-koca arasindaki darginlik
yerine geçim verir. Süphesiz ki Allah hakkiyla bilendir, her seyin aslindan
haberdardir.
Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir seyi ortak kosmayin. Sonra anaya, babaya,
akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komsulara, yakin komsulara, yaninda
bulunan arkadasa, yolda kalanlara, sahip oldugunuz kölelere iyilik edin.
Süphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.
Onlar ki hem kiskanir, cimrilik ederler, hem de herkese cimrilik tavsiye ederler
ve Allah'in kendilerine lütfundan verdigi nimeti gizlerler. Biz kfirlere
alçaltici bir azap hazirladik.
Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mallarini, insanlara
gösteris yapmak için harcarlar. Seytan kimin arkadasi olursa, o ne kötü
arkadastir!
Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etselerdi ve Allah'in verdigi riziktan
gösterissiz harcasalardi kendilerine ne zarar gelirdi? Allah onlarin söz ve
islerini çok iyi bilendir.
Süphesiz ki Allah, hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez. Eger yapilan iyilik
zerre kadar da olsa, onun sevabini kat kat artirir. Ve kendi katindan büyük bir
mükafat verir.
Ey iman edenler! Sarhos iken ne söylediginizi bilinceye kadar namaza
yaklasmayin. Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza
yaklasmayin. Eger hasta olur, veya yolculukta bulunursaniz veyahut biriniz
abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsaniz o
zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize
sürün. Süphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bagislayicidir.
Yahudilerden bir kismi, (Allah'in kitabindaki) kelimeleri esas mnsindan
kaydirip; dillerini egerek ve dine saldirarak, "Sözünü isittik, emirlerine isyan
ettik, dinle, dinlemez olasi ve rin (bizi gözet)" diyorlar. Halbuki onlar,
"Isittik ve itaat ettik; dinle ve bize de bak" deselerdi bu, kendileri için daha
hayirli ve daha dogru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini
lanetlemistir. Artik onlar, pek azi müstesna, iman etmezler.
Ey kendilerine kitap verilenler! Gelin yaninizda bulunan (Tevrat)i tasdik etmek
üzere indirdigimiz bu kitaba iman edin. Biz birtakim yüzleri silip de enselerine
çevirmeden yahut cumartesi halkini (yahudileri) lanetledigimiz gibi onlari
lanetlemeden önce iman edin. Yoksa Allah'in emri mutlaka yerine gelecektir.
Dogrusu Allah, kendisine ortak kosulmasini asla affetmez. Ondan baskasini (diger
günahlari) ise, diledigi kimseler için bagislar ve magfiret buyurur. Her kim
Allah'a sirk kosarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmis olur.
"Su kendilerine kitaptan (okuma yazmadan) bir nasib verilmis olanlari görmüyor
musun! Onlar puta ve seytana inaniyorlar. Ve Allah'i tanimayanlara, "Bunlar,
müminlerden daha dogru yoldadir." diyorlar.
Yoksa onlar, Allah'in lütuf ve kereminden insanlara verdigi nimetleri
kiskaniyorlar mi? Süphesiz biz, Ibrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermistik.
Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.
Süphesiz ki yetlerimizi inkr eden kfirleri biz yarin bir atese atacagiz.
Derileri pistikçe azabi duysunlar diye, kendilerine baska deriler verecegiz.
Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Iman edip salih ameller isliyenleri ise, altlarindan irmaklar akan cennetlere
koyacagiz. Orada ebedî olarak kalacaklar. Onlara orada tertemiz esler vardir.
Onlari, koyu gölgeler altinda bulunduracagiz.
Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasinda hükmettiginiz zaman
adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel ögüt veriyor.
Süphesiz ki Allah her seyi hakkiyla isiten, hakkiyla görendir.
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan
emir sahibine de itaat edin. Eger herhangi bir seyde anlasmazliga düserseniz;
Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inaniyorsaniz, onu Allah ve Resulüne arz
edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakimindan da daha güzeldir.
Sunlari görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene
inandiklarini ileri sürüyorlar da taguta inanmamalari kendilerine emrolundugu
halde, tagut önünde muhakemelesmek istiyorlar. Seytan da onlari bir daha
dönemeyecekleri kadar iyice sapikliga düsürmek istiyor.
Ya nasil, elleriyle yaptiklari yüzünden baslarina bir felaket gelince, hemen
sana geldiler de: "Biz sadece iyilik etmek ve arayi bulmak istedik." diye
Allah'a yemin ediyorlar.
Biz hangi peygamberi gönderdikse, sirf Allah'in izni ile itaat edilmek üzere
gönderdik. Eger onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan
günahlarinin bagislanmasini dileselerdi ve Resul de onlarin bagislanmasini
dileseydi, elbette Allah'i affedici, merhametli bulurlardi.
Hayir! Rabbine andolsun ki is bildikleri gibi degil, onlar aralarinda çikan
çekismeli islerde seni hakem yapip sonra da senin verdigin hükme karsi içlerinde
hiçbir sikinti duymaksizin, tam bir teslimiyetle boyun egmedikçe iman etmis
olamazlar.
Eger biz onlara: "Kendinizi öldürün, veya yurtlarinizdan çikin." diye yazmis
olsaydik, içlerinden pek azi hariç, bunu yapamazlardi. Fakat kendilerine verilen
ögütleri tutsalardi, elbette haklarinda hem daha hayirli, hem de daha saglam
olurdu.
Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse iste onlar, Allah'in kendilerine nimet
verdigi peygamberlerle, siddiklarla, sehidlerle, iyilerle birliktedir. Bunlar ne
güzel arkadastir!
Ey iman edenler! Düsmana karsi her türlü savunma tedbirinizi aliniz. Onlara
karsi ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz.
Süphesiz içinizden bir kismi vardir ki, pek agir davranir. Eger basiniza bir
musibet gelirse: "Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadim." der.
Ve eger Allah'tan size bir lütuf ve zafer erisecek olsa, sizinle kendisi
arasinda hiç sevgi yokmus gibi, bu sefer de hiç süphesiz söyle diyecek: "Ah ne
olurdu, onlarla beraber olaydim da büyük murada ereydim."
O halde geçici dünya hayatini, ebedî ahiret hayati karsiliginda satacak olanlar,
Allah yolunda savassinlar. Her kim Allah yolunda savasir da öldürülür veya galip
gelirse, her iki durumda da biz ona yarin pek büyük bir mükafat verecegiz.
Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: "Ey Rabbimiz! bizleri bu halki zlim olan
memleketten çikar, tarafindan bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katindan
bir kurtarici gönder" diye yalvarip duran zayif ve zavalli erkekler, kadinlar ve
çocuklarin kurtarilmasi ugrunda savasa çikmiyorsunuz?
Iman edenler, Allah yolunda savasirlar. Inkr edenler de tagut yolunda
savasirlar. O halde siz seytanin taraftarlarina karsi savasin. Çünkü seytanin
hilesi zayiftir.
Kendilerine, "Ellerinizi savastan çekin, namazi kilin, zekati verin" denilenleri
görmedin mi? Üzerlerine savas yazilinca hemen içlerinden bir kismi insanlardan,
Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savas
yazdin? Ne olurdu bize azicik bir müddet daha tanimis olsaydin da biraz daha
yasasaydik?" derler. Onlara de ki: "Dünya zevki ne de olsa azdir, ahiret,
Allah'a karsi gelmekten sakinan için daha hayirlidir ve size kil kadar haksizlik
edilmez."
Her nerede olursaniz olun ölüm size yetisir, son derece saglam kaleler içinde de
bulunsaniz yine kurtulamazsiniz. Onlara bir iyilik erisirse "Bu, Allahtandir"
derler, bir kötülüge ugrarlarsa, "Bu, senin yüzündendir." derler. Ey Muhammed!
De ki: "Hepsi Allah'tandir." Bu topluma ne oluyor ki, hiç söz anlamaya
yanasmiyorlar?
(Ey insanoglu!) sana gelen her iyilik Allah'tandir, sana ne kötülük dokunursa
kendindendir. Ey Muhammed! Biz seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik.
Buna sahit olarak da Allah yeter.
Sana "Peki" derler, fakat senin yanindan çiktiklarinda, içlerinden birtakimi,
geceleyin (gündüz) söylemis olduklarinin tersini kurarlar. Allah onlarin
geceleyin tasarladiklarini yaziyor. Sen onlara aldirma. Allah'a güven. Vekil
olarak Allah yeter.
Onlar hl Kur'n'i geregi gibi düsünüp anlamaya çalismazlar mi? Eger o
Allah'tan baskasi tarafindan indirilmis olsaydi mutlaka onda birçok çeliskiler
bulurlardi.
Kendilerine güven veya korku hususunda bir haber geldiginde onu hemen
yayiverirler. Halbuki onu peygambere ve aralarinda yetkili kimselere
götürselerdi, onlardan sonuç çikarmaya gücü yetenler, onu anlarlardi. Allah'in
üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydi, pek aziniz hariç, seytana uyardiniz.
(Ey Muhammed) Allah yolunda savas! Sen ancak kendi yaptigindan sorumlusun.
Müminleri de savasa tesvik et. Umulur ki, Allah kfirlerin gücünü kirar. Hiç
süphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezasi daha çetindir.
Kim güzel bir iste aracilik ederse, ona o isin sevabindan bir pay vardir. Kim de
kötü bir seyde aracilik yaparsa, ona da o kötülükten bir pay vardir. Allah her
seyi gözetip karsiligini verir.
Siz bir selam ile selamlandiginiz zaman, siz de ondan daha güzeliyle karsilik
verin veya verilen selami aynen iade edin. Süphesiz Allah, her seyin hesabini
geregi gibi yapandir.
Kendinden baska ilh olmayan Allah, sizi kiyamet gününde mutlaka biraraya
toplayacaktir. Bunda asla süphe yoktur. Allah'tan daha dogru sözlü kim olabilir?
O halde, siz niçin münafiklar hakkinda iki gruba ayriliyorsunuz? Allah onlari
kazandiklari günah yüzünden terslerine döndürdügü halde Allah'in saptirdigini
yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptirirsa, sen onun için bir çikis
yolu bulamazsin.
Onlar, küfür isledikleri gibi, sizin de küfür isleyip kendileriyle bir olmanizi
arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden
dost edinmeyin. Eger bundan yüz çevirirlerse onlari yakalayin ve buldugunuz
yerde öldürün; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardimci edinmeyin.
Ancak o kimselere dokunmayin ki, sizinle aralarinda anlasma olan bir kavme
siginmis bulunurlar. Yahut ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savasmayi
gönüllerine sigdiramayip tarafsiz olarak size gelmislerdir. Eger Allah
dileseydi, onlari size musallat kilardi, onlar da sizinle savasirlardi. Eger
onlar sizden uzak dururlar, sizinle savasmayip size baris teklif ederlerse,
Allah, sizin için onlar aleyhine bir yol vermemistir.
Diger birtakim kimseleri de bulacaksiniz ki; hem sizden emin olmak, hem de
kavimlerinden emin olmak isterler. Fitne için her davet olunuslarinda onun içine
basasagi dalarlar. Eger bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini buldugunuz
yerde yakalayin ve öldürün. Iste bunlar aleyhinde size açik bir ferman verdik.
Hata disinda bir mümin, diger bir mümini öldüremez. Ve kim bir mümini
yanlislikla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine
(varislerine) teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir. Ancak ölünün ailesinin
bagislamasi müstesnadir. Eger öldürülen, mümin olmakla beraber size düsman bir
kavimden ise, o zaman, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir. Eger öldürülen
sizinle aralarinda antlasma olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine
diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de
Allah tarafindan tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutmasi gerekir.
Allah, Alimdir (her seyi bilendir), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir).
Kim bir mümini kasten öldürürse, cezasi, içinde ebedî olarak kalacagi
cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmis ve onun için büyük bir azab
hazirlamistir.
Ey Iman edenler! Allah yolunda cihada çiktiginiz zaman, mümini kfirden ayirmak
için iyice arastirin. Size selam veren kimseye, dünya hayatinin menfaatini
gözeterek, "Sen mümin degilsin" demeyin. Allah katinda çok ganimetler var.
Islm'a ilk önce girdiginiz zaman siz de öyle idiniz. Sonra Allah size lutufta
bulundu. Onun için iyice arastirin. Süphesiz ki Allah, yaptiklarinizdan
haberdardir.
Müminlerden özür sahibi olmaksizin oturanlarla Allah yolunda mallariyla,
canlariyla cihad edenler esit olamazlar. Allah, mallariyla, canlariyla cihad
edenleri, derece itibariyle, oturanlardan üstün kildi. Allah onlarin hepsine de
cenneti vaad etmistir. Bununla beraber Allah mücahitlere, oturanlarin üzerinde
büyük bir ecir vermistir.
Melekler, kendilerine zulmeden kisilerin canlarini aldiklarinda, onlara, "Ne
iste idiniz?" derler. Onlar da: "Biz yer yüzünde zayif kimselerdik." derler.
Melekler: "Allah'in yeryüzü genis degil miydi, siz de orada hicret etseydiniz
ya?" derler. Iste bunlarin varacaklari yer cehennemdir. O ne kötü gidis yeridir.
Her kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur,
genislik de bulur. Her kim Allah'a ve Peygamberine hicret etmek maksadiyla
evinden çikar da sonra kendisine ölüm yetisirse, kuskusuz onun mükafati Allah'a
düser. Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.
Yeryüzünde sefere çiktiginizda kfirlerin size bir kötülük yapacagindan
korkarsaniz namazi kisaltmanizda size bir vebal yoktur. Kuskusuz kfirler sizin
apaçik düsmaninizdir.
Sen onlarin aralarinda bulunup da onlara namaz kildirdiginda içlerinden bir
kismi seninle beraber namaza dursun. Silahlarini da yanlarina alsinlar. Bunlar
secdeye vardiklarinda diger bir kismi arkanizda beklesin. Sonra o namaz kilmamis
olan diger kisim gelsin seninle beraber kilsinlar ve ihtiyatli bulunsunlar,
silahlarini yanlarina alsinlar. Kfirler arzu ederler ki, silahlarinizdan ve
esyanizdan bir gafil olsaniz da size ani bir baskin yapsalar. Eger size yagmur
gibi bir eziyet erisir veya hasta olursaniz silahlarinizi birakmanizda bir vebal
yoktur. Bununla beraber ihtiyati elden birakmayin. Kuskusuz Allah kfirlere
alçaltici bir azap hazirlamistir.
O korkulu zamanda namazi kildiniz mi gerek ayakta, gerek otururken ve gerek
yanlariniz üzerinde hep Allah'i zikredin. Korkudan kurtuldugunuzda namazi tam
erkani ile kilin. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazili bir farzdir.
Düsman toplulugunu takip etmede gevseklik göstermeyin. Eger siz aci
duyuyorsaniz, kuskusuz onlar da sizin aci duydugunuz gibi aci çekiyorlar. Oysa
siz Allah'tan onlarin ümit edemeyecekleri seyleri umuyorsunuz. Kuskusuz Allah
her seyi bilendir, hikmet sahibidir.
Haydi siz dünya hayatinda onlari savunuverdiniz (diyelim). Peki kiyamet gününde
Allah'in huzurunda onlari kim savunacaktir? Yahut onlara kim vekil olacaktir?
Eger Allah'in sana lütuf ve merhameti olmasaydi, onlardan bir güruh seni
sapitmaya çalisirdi. Halbuki onlar, ancak kendi nefislerini saptirirlar, sana
hiçbir zarar veremezler. Allah, sana Kitab (Kur'an)i ve hikmeti indirmis ve sana
bilmedigin seyleri ögretmistir. Allah'in sana olan lütfu büyüktür.
Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayi veyahut da insanlar arasini düzeltmeyi
emreden(ler)inki hariç, onlarin aralarindaki gizli gizli konusmalarinin çogunda
hiçbir hayir yoktur. Kim bunlari sirf Allah'in rizasini kazanmak için yaparsa,
yakinda ona büyük bir mükafat verecegiz.
Kim kendisine dogru yol besbelli olduktan sonra Peygamber'e karsi çikar,
müminlerin yolundan baskasina uyup giderse onu döndügü yolda birakiriz ve
cehenneme sokariz. Orasi ne kötü bir gidis yeridir.
Süphesiz Allah kendisine ortak kosulmasini bagislamaz. Bunun disinda diledigini
bagislar. Allah'a ortak kosan, muhakkak ki, derin bir sapikliga düsmüstür.